Carry trade, uluslararası döviz piyasalarında tercih edilen yaygın ve basit bir stratejidir. Döviz ve faiz oranı üzerine yapılan bir ticarettir. Bu nedenle genellikle Japon finans piyasaları ile birlikte anılmaktadır.
Yatırım yapmanın mantığını açıklarken, düşükten alıp yüksekten satmaktan bahsederiz. İşte bu mantık, carry trade işlemlerinin de temelini oluşturuyor. Düşük faizli ülkenin parasıyla borçlanıp, yüksek faizli ülkenin parasına çevirme işlemi olarak da özetlenebilir.
Şimdi profesyoneller tarafından sıklıkla kullanılan bu stratejinin detaylarına göz atalım:
Carry Trade Nedir?
Düşük faizli bir ülkenin para biriminden borçlanıp, yüksek faizli bir ülkenin para birimine çevrilerek faize yatırılması işlemine carry trade denir.
Bu işlemin amacı, yüksek ve düşük verimli para birimleri arasında kâr sağlamaktır. Dilimizdeki karşılıkları, ara kazanç ve taşıma ticaretidir. Carry trade, forex piyasasındaki en popüler stratejilerden birisidir.
Başka bir tanım yapmak gerekirse; yüksek getirili bir para biriminin ticaretinin, düşük getirili bir para birimi ile finanse edildiği stratejidir. Bu yöntemi kullanan bir yatırımcı, kaldıraç miktarına bağlı ve genelde önemli olabilecek faizler arasındaki farka göre işlemini yapmaya çalışır.
Carry trade genellikle düşük faizli bir para biriminde borçlanmayı kapsar. Ödünç alınan tutarın, başka bir para birimine dönüştürülmesine dayanır. Bu dönüşüm ise tahvil, emtia veya bono cinsinden yapılır.
Bu işlem ise arbitraj birbirine karıştırılmamalıdır. Arbitraj, fiyat farklarından yararlanmak için bir varlığın ucuz piyasadan alınıp, pahalı olduğu piyasada satılması işlemidir.
Carry Trade Nasıl Yapılır?
İşlemin yapılma şeklini anlamak için bir örnekle devam edelim.
1 USD = 100 JPY olduğunu varsayalım.
ABD faiz oranının yüzde 5, Japonya faiz oranının ise yüzde 1 olduğunu düşünelim.
Bu durumda Japonya’dan yıllık borç alınabilir. Yüzde 1 faizle 100.000 yen borç alalım. Bu miktarı dolara çevirdiğimizde 1000 dolar elimize geçer.
1000 doları yüzde 5 faizle mevduata yatırdığımızda 1 yılın sonunda ABD’deki paramız 1050 dolar (1000 * 1,05) olur.
Japonya’daki bankaya olan borcumuz ise 101.000 yen (100.000 * 1,01) olur.
1050 doları yene çevirdiğimizde 105.000 yen elimize geçer. Bu miktardan borcumuzu düştüğümüz zaman kârımızı buluruz. Yani 105.000 – 101.000 = 4.000 yen kârımız olur.
Bu örnek, işlemi anlamanız için en basit şekliyle verilmiştir. Döviz kuru ve faizler sabit olarak görülmüştür. Bütün bu unsurlarda değişkenlik görülebileceğini unutmamalısınız.
Güncel bir örnek daha verelim:
ABD’de faiz oranı, Mart 2020 itibarıyla yüzde 0 seviyesindedir. Türkiye’de ise aynı dönemde yüzde 9,75 oranındadır.
Bu durumda ABD’den borçlanıp, Türkiye’deki yüksek faiz oranından yararlanılabilir.
Dolar kurunun 2 Nisan 2020 tarihinde 6,65 lira düzeyinde.
ABD’den 100.000 dolar borçlanalım. Bunu TL’ye çevirdiğimizde 665.000 liramız olur. Bu parayı, yüzde 9,75 faizli tahvillere yatıralım.
Yıl sonunda paramız yaklaşık 730.000 liramız olur. Bunu dolara çevirdiğimiz de yaklaşık 110.000 dolarımız olur. Borcumuz 100.000 doları ve 10.000 dolar kârımız oldu.
Bu işlemde de değişkenleri sabit tuttuğumuzu unutmayınız.
Carry Trade için Kullanılan Dövizler
En popüler carry trade işlemleri; Avustralya doları / Japon yeni (AUD/JPY) ve Yeni Zelanda doları / Japon yeni (NZD/JPY) arasında gerçekleşir. Çünkü bu parite, çok yüksek faiz oranlı spreadlere sahiptir.
Ayrıca Türkiye ve Brezilya gibi yüksek faiz oranı olan ülkeler de tercih edilmektedir.
Yatırımcılar, düşük faizli ülkenin parasıyla borçlanıp, yüksek faizli ülkenin parasına çevirmeyi tercih ederler, demiştik. Bu kapsamda faiz oranlarının araştırılması gerekir.
Örneğin; yen yatırımcıları ülkedeki düşük faizler nedeniyle bu işlemi sıklıkla tercih ederler. Genelde de gelişmekte olan ülke para birimlerine yönelirler.
Yatırımcılar yüksek faiz alabilecekleri; Meksika pezosu, Brezilya reali, Türk lirası, Polonya zlotisi ve Güney Afrika randı gibi paraları tercih ederler.
Carry Trade Riskleri Nelerdir?
Carry trade stratejisi, iki büyük risk taşır. Bu nedenle büyük yatırımcılar ve piyasa profesyonelleri tarafından tercih edilir.
En büyük risk ise döviz kuru riskidir. Diğeri ise yatırım yapılan varlıkların fiyatında keskin bir düşük görülmesidir.
Bu stratejide kur riskinden korunabilirsiniz. Ancak bu nadiren geçerlidir. Çünkü finansal riskten korunma, ilave bir maliyet getirebilir. Aynı şekilde vadeli döviz kullanımı ile koruma tercih edilirse pozitif faiz farkı reddedilmiş olunur.
Yüksek kazancın, bol risk demek olduğunu sürekli söylüyoruz. Carry trade için de aynısı geçerlidir. Ayrıca bu işlemler, risk iştahı yüksek yatırımcıların dikkatini çekmektedir. Dolayısıyla bu riski kabullenip, yüksek bir kazanç elde etmeyi amaçlarlar.
Carry trade stratejisi, risk iştahının yüksek olduğu zamanlarda popülerdir. Buna karşın finansal ortam aniden değişiyorsa ve spekülatörler carry trade işlemlerini azaltıyorsa sonucunda küresel ekonomi için olumsuz sonuçlar görülebilir.
Yani carry trade sadece yatırımcı için değil, yatırımın yapıldığı ülke için de zararlı olabilir. Çünkü ülkeden para kaçar ve dengeler bozulur. Sonucunda da para birimi değer kaybeder.
Bu konuya bir örnek verelim. Japon yeni ülkenin sıfıra yakın olan faiz oranları nedeniyle carry trade işlemlerinin merkezinde yer almıştır. 2007 yılında bu piyasanın büyüklüğü 1 trilyon dolara ulaşmıştır.
2008 yılında küresel ekonominin kötüleşmesiyle tüm varlık fiyatlarında çöküş görüldü. Yen üzerinden yapılan carry trade işlemleri de gevşedi. Carry trade, 2008 yılında yen karşısında yüzde 29 artarken, Şubat 2009’a kadar dolar karşısında yüzde 19 arttı.
Bu riskler nedeniyle iyi bir analiz süreci sonrasında carry trade stratejisi kullanılmaktadır. İyi bir ekonomik analiz yapılmalıdır. Aynı zamanda döviz kurunun sabit kalması beklenmeli ve çok minimal dalgalanmalar aranmalıdır. Borç alınan ülkenin döviz kurunda da düşüş beklenmelidir.