Para ikamesi olarak da adlandırılan dolarizasyon, çeşitli nedenlere bağlı olarak yerel para birimi yerine yabancı bir para biriminin benimsenmesidir. Genellikle zayıf hükümet ve istikrarsız ekonomi ortamına sahip ülkelerde söz konusu olmaktadır.
Birkaç farklı türü bulunan dolarizasyon durumu, Türkiye’de 2019 yılının ilk çeyreğinde yaşanan kriz hali ve azalan döviz rezervleri sonucunda korkulu rüya olmuştur. Nedeni ise finansal koşullar, ekonomik ve jeopolitik gelişmeler olarak açıklandı.
Şimdi bu durumu daha iyi anlamak için ne olduğunu öğrenelim:
Dolarizasyon Nedir?
Bir ülkenin resmi olarak yerel para birimi dışında yabancı parayı da kullanması durumuna dolarizasyon denir. Ülke ya tamamen ya da kısmi olarak yabancı parayı kullanmayı tercih eder. Resmi ve gayri resmi kullanım da söz konusudur.
İktisatta para ikamesi olarak da bilinen bu durum, zayıf merkezi hükümet veya istikrarsız ekonomik ortama sahip gelişmekte olan ülkelerde gözlenmektedir.
Dolarizasyon durumu, yerel paranın yabancı para ile ikame edilmesidir. Dolayısıyla yerli ekonomi ve para için kötü bir durumdur.
Örnek vermek gerekirse; enflasyonun yüksek olduğu bir ekonomide yaşayan vatandaşlar, yerel para biriminin alım gücünün azalması nedeniyle günlük işlemlerde dolar gibi tarihsel olarak istikrarlı para birimlerini kullanmayı seçebilirler.
Elde tutulan her bir döviz, ülke dışına faizsiz verilen bir borçtur. Ayrıca ülkede artan döviz, ekonominin dışa bağımlılığını artırmaktadır. Tasarruf oranlarını da olumsuz etkileyen bu durum, sürekli ölçülür ve kontrol edilir.
Dolarizasyonda her zaman Amerikan doları kabul edilen yabancı döviz olmaz. Yerel para dışındaki tüm para birimleri dolarizasyon olarak kabul edilir. Örneğin; Euro, AB üyesi olmayan ülkeler tarafından da kullanılmaktadır.
Yerel para biriminin değer kaybetmesinden korkan vatandaşlar, yabancı parayı ilk önce değer saklama aracı olarak görürler. Ama durum düzelme göstermediği durumda dolarize olma hızı artmaya başlar.
Hanehalkı düzelme göstermeyen ekonomik durum sonrasında değer saklama amacı dışında günlük alışverişlerinde de döviz kullanmaya başlar.
İlk başta varlık ikamesi olarak görülen bu durum, yabancı paraların değer biriktirme aracı olarak kullanılmasıyla ortaya çıkar. İlerleyen aşamalarda ise yükümlülük dolarizasyonuna dönüşmektedir.
Yükümlülük dolarizasyonu, ülkedeki tüm ekonomik birimlerin yabancı para cinsinden yükümlülük altına girilmesi demektir.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından altın standardı ve Bretton Woods anlaşmasının bitmesinden beri, bazı ülkeler umutsuzca küresel ekonomik istikrarı ve dolayısıyla kendi refahlarını geliştirmek için yollar aramıştır.
Bu ülkelerin birçoğu para biriminde istikrar elde etmenin en uygun yolunu, yerel para birimini büyük bir dönüştürülebilir para birimine bağlamıştır. Bununla birlikte bir diğer seçenek olarak yerel para birimini Amerikan doları gibi para birimlerine terk etmiştir. Dolarizasyon da bu şekilde gelişmiştir.
Dolarizasyon Türleri Nelerdir?
Genellikle 4 farklı türden bahsedilmektedir. Bunlar; tam (resmi), kısmi (gayri resmi), yarı resmi ve finansal dolarizasyon şeklindedir.
Şimdi bu türleri ve detaylarını öğrenelim:
Tam (Resmi) Dolarizasyon
Ülkenin kendi resmi para birimini tamamen terk ederek, yabancı para birimini benimseyip kullandığı durumdur.
Ekonomisi zayıf, gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler, yerel para birimlerini tedavülden kaldırarak yabancı parayı resmi olarak benimsediklerini ilan ederler.
Bu ülkelerin amacı ise güçlü para biriminin itibarından faydalanarak borçlanma maliyetlerini ve enflasyonu düşürmektir.
Dolarizasyonun olumlu yönlerinden birisi; ticaretini yabancı para birimi ile yürüten ülkenin döviz kuru yüksek seviyelere ulaştığı zaman ortaya çıkacaktır. Bu durumda ülkenin işlem yapma maliyetleri artacaktır. Tam dolarizasyon uygulandığında ise bunlar minimize edilecektir.
Bir başka olumlu yönü ise ülkedeki enflasyonun, parası benimsenen ülkenin enflasyon oranına benzerlik durumudur. Dolayısıyla enflasyon düşr ve ulusal paranın değer kaybı engellenir. Bunlara bağlı olarak da risk primi düşer.
Bir diğer olumlu yön, ülkenin yabancı ülkelerden kredi alma maliyesinin azalmasıdır. Buna bağlı olarak yatırımlar artacak, ülke büyüyecektir.
Son ve en önemli avantaj ise ulusal para riskinin minimum düzeye inmesi veya ortadan kalkmasıdır.
Olumsuz yönlerinin başında ise ülke ekonomisinin iç ve dış şoklar karşısında döviz kurunun etkisini kullanamayacak olmasıdır. Çünkü merkez bankası faiz ve para arzı kontrollerini kaybedecektir.
Bir diğer olumsuzluk ise senyoraj gelirinin yok olması ve parasal bağımsızlığın kaybolmasıdır. Aynı zamanda merkez bankasının, bankacılık sektörüne kaynak aktarması da engellenir.
Ekonomisi tam dolarize olan ülkeler ise kabul edilen para birimi ile şu şekildedir:
- Dolar: Porto Riko, Palau, Virgin Adaları, Ekvador, El Salvador, Panama, Turks ve Caicos Adaları…
- Türk Lirası: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
- Euro: Vatikan, Monako, San Marino, Cebelitarık, Karadağ, Kosova, Andorra…
- Rus Rublesi: Abhazya, Güney ve Kuzey Osetya
Kısmi (Gayri Resmi) Dolarizasyon
Yüksek enflasyon durumunun hakim olduğu ülkelerde, yerel paranın alım gücü düşer. Ayrıca yerel paranın elde tutma maliyeti yüksek olur ve vatandaş enflasyondan korunmak için daha istikrarlı para birimlerini tutar.
Eğer ülkede uzun süredir bir enflasyon baskısı yaşanıyorsa bu kişiler yabancı paraları alışverişlerinde de kullanmaya başlarlar. Genellikle ev, araba gibi büyük alışverişlerini yabancı para ile yapmayı tercih ederler.
Kısmi veya gayri resmi dolarizasyon bu durumu ifade etmektedir.
Yarı Resmi Dolarizasyon
Ülkede ulusal para biriminin yanında yabancı para biriminin de kullanımının resmi bir şekilde kabul edildiği dolarizasyon durumudur.
Finansal Dolarizasyon
Bazı kaynaklarda ayrı bir tür olarak görülmeyen finansal dolarizasyon, ülkedeki finansal sisteme güven duyulmadığında ve enflasyon nedeniyle kişi ve kurumların varlık ile borçlarını yabancı para cinsinden tutma durumlarıdır.
Bu durum, yaşanabilecek krizlere bağlı olarak genellikle gelişmekte olan ülkelerde görülmektedir. Kırılgan ülkelerde yaşanan enflasyonist süreçte yatırımcılar paralarının değerini korumak için yabancı paralara yönelmektedir.
Dolarizasyon; kripto paraların çıkışı ile de ilişkilendirilmektedir. Bu konuda bir çok uzman yorum yapmış ve en etkileyicisi IMF Başkanı Christine Lagarde’nin yaptığı “Dolarizasyon 2.0” olmuştur.
Ters Dolarizasyon
Dolarizasyonun türü olmamasına karşın bu başlık altında bu konuya yer vermek istedik. Yabancı para biriminin kullanımının terk edilip, yerel para biriminin kullanımının artırılması durumudur.
Ters akım ve ters stok dolarizasyonu olarak iki farklı şekilde görülür. Ters akım para ikamesi, yeni finansmanların yerli para birimi ile yapılmasıyken; ters stok para ikamesi, yabancı para cinsinden tutulan finansal varlıkların yerli para birimine dönüştürülmesidir.
Ters dolarizasyon, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Eski Başkanı Erdem Başçı tarafından 2011 yılında yapılan bir sunum ile övülmüştür.
Ülkemizde 1990’lı yıllar boyunca yüksek düzeyde dolarizasyon yaşandığını söyleyen Başçı, 2001 krizinden sonra ekonomi alanındaki önemli reformlar yapılarak ters dolarizasyonda başarıya ulaştıklarını ifade etmiştir.
Aynı zamanda 2009 krizinin finansal istikrarın ve ters dolarizasyonun önemini gözler önüne serdiğini anlatmıştır.
Dolarizasyon Neden Yapılır?
Değişken veya sabit bir para birimini korumak için tam dolarizasyon uygulamak bir alternatif olarak görülmektedir. Bir ülkenin bunu yapmasının temel nedeni; ülke riskini azaltmaktır.
Ülke riskini azaltmak isteyen ülke, dolarizasyon ile istikrarlı ve güvenli ekonomi ile bir yatırım ortamı inşa etmektedir. Tam dolarizasyon arayan ülkeler, özellikle enflasyonu yüksek gelişmekte olan veya geçiş ekonomileri olma eğilimindedir.
Dolarizasyonu tercih eden ekonomilerin çoğu, gayri resmi olarak yabancı ihaleyi özel ve kamu işlemlerinde, sözleşmelerde ve banka hesaplarında kullanmaktadır.
Ancak bu kullanım henüz resmi bir politika değildir ve yerel para birimi hala birincil konumdadır. Yabancı parayı kullanmaya karar vererek, bireyler ve kurumlar yerel döviz kurunun olası devalüasyonuna karşı koruma altına alınmaktadır.
Bununla birlikte tam dolarizasyon neredeyse kalıcı bir çözüm sunmaktadır. Ülkenin ekonomik seyri, yerel para birimi ve sermaye piyasasına spekülatif saldırı yapma olasılığı neredeyse ortadan kalktıkça daha da güvenilir hale gelmektedir.
Ülkede azalan risk, hem yerli hem de yabancı yatırımcıları ülkeye ve sermaye piyasasına para yatırmaya teşvik eder. Bir döviz kuru farkının artık sorun olmaması, dış borçlanma faiz oranlarını azaltmaya yardımcı olur.
Dolarizasyonun Sonuçları Nelerdir?
Yerel para biriminin kısmi veya tam olarak yabancı para birimine terk edilmesinin hem olumlu hem de olumsuz sonuçları vardır. Ülkemizde kısmi olarak dolarizasyon, 2019 yılının ilk çeyreğinde yaşanmış ve hükümet bunun üzerine sert yorumlarda bulunmuştur.
Dövizlerdeki hızlı yükselişe karşı dolarizasyon yorumları gündeme gelmiştir. Çünkü kişi ve kurumlar dolara yönelmeye başlamış, TL terk edilmiştir. Türk lirasının değerinde görülen sert düşüşler ve enflasyonun hızlı yükselişi, vatandaşın tasarruflarını dolar ve diğer dövizler ile saklamasına neden olmuştur.
Şimdi dolarizasyonun avantaj ve dezavantajlarına göz atalım:
Dolarizasyonun Avantajları
Ülkedeki riski azaltmak ve yüksek enflasyona karşı tasarrufların değerini korumak, dolarizasyonun en bilinen avantajlarıdır. Ayrıca devalüasyona karşı korunmanın yolu olarak görülür.
Tam dolarizasyon, yere para birimi ve döviz kurundaki spekülatif saldırıları neredeyse tamamen söndürdüğüne dair pozitif yatırımcı hissi yaratır.
Sonuç ise daha istikrarlı bir sermaye piyasası, ani sermaye çıkışlarının sona ermesi ve krizlere daha az eğilimli bir ödemeler dengesidir.
Dolarizasyonun avantajlarından birisi de ekonomilerin dünya pazarına daha kolay entegrasyonunu sağlayarak küresel ekonomiyi iyileştirebilecek olmasıdır.
Dolarizasyonun Zararları
Bir ülkenin kendi para birimi yerine başka bir ülkenin parasını kabul etmesinin doğal olarak bazı zararları bulunmaktadır. Bunların başında da ülkenin kendi parasını basma seçeneğinden vazgeçmesi gelmektedir.
Bir ülkenin para basma seçeneğinden vazgeçmesi, para politikasını yönetme hakkı ve her iki döviz kuru rejimi de dahil olmak üzere ekonomisini doğrudan etkileme kabiliyetini kaybetmesi anlamına gelecektir.
Merkez bankası, imtiyaz toplama kabiliyetini yitirir ve bu para basma işleminden kazanılan karın düşmesine neden olur. Bunun yerine yabancı paranın merkez bankası senyoraj toplar ve yerel yönetim ile gayrisafi yurt içi hasıla bir gelir kaybına uğrar.
Tam dolarize bir ekonomide merkez bankası, bankacılık sistemi için son çare olarak kredi veren rolünü de kaybeder.
Hâlihazırda tutulan rezervlerden bankalara kısa vadeli acil durum fonları sağlayabilse dahi mevduatlar için para çekme işlemlerini yerini getirmek için yeterli fon sağlayamayacaktır.
Tam dolarizasyonu tercih eden bir ülkenin göreceği bir diğer zarar, menkul kıymetlerinin yabancı para cinsinden geri alınması gerektiğidir. Ülkenin yeterli miktarda rezervi yoksa ya cari açığı çalıştırarak parayı borçlandırması ya da cari bir hesap fazlası elde etmek için bir araç bulması gerekir.
Son olarak, yerel para birimi egemen bir devletin sembolü olduğu için yabancı para kullanılması, ülkenin gururunu kırıcı bir durumdur.
Dolarizasyon Nasıl Ölçülür?
Dolarizasyon ülkede ödemeler ve tasarruflar için kullanılan paranın yerel değil, yabancı olması anlamına gelmesi nedeniyle ölçümünde de bu orandan yararlanılmaktadır.
Yani bulunacak temel oran, yabancı paranın ülke parasına veya tüm paraya oranı şeklinde olacaktır. Bu kapsamda;
Daha özetleyecek olursak;
Yabancı Para Mevduatı / Yerli Para Mevduatı
Bu hesaplamalar, dolarizasyon oranını bizlere vermektedir.
Dolarizasyon Nasıl Önlenir?
Tekrar etmek gerekirse dolarizasyonun nedeni; zayıf para birimi ve yüksek enflasyondur. Dolayısıyla bu durumun engellenmesi için öncelikle para birimindeki değer kayıpları önlenmeli, alım gücü artırılmalı ve enflasyonu düşürücü önlemler alınmalıdır.
Dolar kurundan örnek verecek olursak; TL’deki değer kaybı ve doların güçlenmesi sonucunda dolara olan talep katbekat artış gösterdi.
Kısa vadede dolar talebini azaltabilmek için Türk lirası getirilerinin cazip hale getirilmesi gerekiyor. TL getirisinin cazip hale getirilmesi, reel faizi cazip bir seviyede tutmaktan geçiyor.
Uzun vadede ise enflasyonu düşürmek şartıyla dolarizasyonun ana sebeplerinden biri önlenmiş olur. Yüksek enflasyon demek, eldeki yerel paranın değerinin zamanla azalması demektir. Bu nedenle enflasyonun düşürülmesi, bu durumu önleyecektir.
Yerel paranın cazip hale getirilmesi için yatırımlara uygun bir ortam yaratılması da önemlidir. Bu kapsamda; iş hukukunun güvenilir düzeye getirilmesi, demokratik, şeffaf bir devlet olunması büyük önem arz etmektedir.