Bir hisse senedine yatırım yapmaya karar verdiğimiz var bunu en doğru zamanda yapmak isteriz. En düşükten alıp en yüksekten satmaya çalışırız. İşte buna teorik olarak piyasa zamanlamasıdır.
Teorik dememizin nedeni, %99 ihtimalle en düşükten alıp en yüksekten satmak mümkün değildir. Düşüşün veya yükselişin hangi noktaya kadar devam edeceğini bilmek neredeyse imkansızdır.
Şimdi piyasa zamanlaması hakkında bilmeniz gerekenlere geçelim:
Piyasa Zamanlaması Nedir?
Bir menkul kıymetin fiyatının belirli bir zamanda ne olacağına dair varsayımlar yapmayı içeren bir yatırım stratejisidir.
Bu strateji, ayı veya boğa eğilimli olabilir. Ayrıca kısa veya uzun vadeli hareket düşünülerek yapılabilir. Bir yatırımcı yalnızca menkul kıymetin fiyatının nereye gittiğine dair inancına göre hareket eder.
Piyasa zamanlaması, yatırımcının fiyat hareketi hakkında yaptığı herhangi bir tahmini ifade eder. Yani yatırımcının bir hisse senedi fiyatının belirli bir günde belirli bir fiyatın üzerinde veya altında olacağını düşündüğü zamandır.
Herhangi bir menkul kıymet için geçerli olabilir. Hisse senetleri bu stratejide en yaygın örnektir. Ancak tahvil, altın veya döviz yatırımlarına rehberlik etmesi için de kullanılabilir.
Kısaca piyasa güçlerine tabi olan herhangi bir enstrüman, bu strateji kullanılarak alınıp satılabilir. Bilinmesi gereken en önemli konu ise riskli bir strateji olduğudur. Tekrarlanan başarı olasılığı da düşüktür.
Piyasa Zamanlaması Nasıl Çalışır?
Piyasa zamanlaması, birçok yönden yatırım stratejisi olarak kullanılabilir. Bu durum, yatırımcının düşüncelerine göre değişmektedir.
Yani Pazartesi 10 lira olan hissenin, Çarşamba günü 12 liraya yükseleceğini düşünerek alım yönünde bir işlem başlatabilir. Aynı şekilde 12 liradan 10 liraya düşeceğini düşünerek satım yapabilir.
Hem düşüş hem de yükseliş düşüncesiyle yapılan bu işlemler, piyasa zamanlaması olarak tanımlanır. Eğer bu hamleler doğruyla ve hareketler beklentiler dahilinde gerçekleşirse yatırımcı para kazanır. Ancak beklentiler gerçekleşmezse kayıpla karşılaşılır.
Yatırımcı hisse fiyatının yükseleceğini düşünürse uzun pozisyon alabilir. Aynı şekilde fiyatın artacağı gün sona eren bir alım opsiyonu ile işlem yapabilir.
Duygularına göre hareket etmek için borç limitini bile kullanabilir. Ancak birden yüksek kazanç elde etmek umuduyla yapılan bu işlemler yüksek risk demektir.
Yatırımcı elindeki hisse senedini, çöküş beklentisiyle satıyorsa bu da bir piyasa zamanlaması örneğidir. Bu özel bir durumdur. Ayrıca piyasa zamanlamasının getirdiği yüksek risk ve kazanç seviyelerini göstermektedir.
Piyasa zamanlaması yapmak imkansız değildir. Kısa vadeli işlem stratejileri; profesyonel günlük yatırımcılar, portföy yöneticileri ve grafik analizi, ekonomik tahminler kullanan tam zamanlı yatırımcılar için başarılı sonuç vermiştir.
Ancak bu yatırımcılardan çok azı, al ve tut yatırımcısına göre önemli bir avantaj elde edecektir. Çünkü tutarlı bir şekilde piyasa değişikliklerini tahmin edebilmesi zordur.
Piyasa Zamanlamasının Artılar ve Eksileri
Ortalama bir yatırımcının, piyasa zamanlamasından kaçınmak için iyi nedenleri vardır. Çünkü bu strateji, günlük ve hatta saatlik olarak piyasayı izlemeyi gerektirir. Bunun yerine uzun vadeli bir yatırıma odaklanmak daha iyi sonuçlar getirebilir.
Aktif yatırımcılar ise uzun vadeli yatırımcıların piyasa zamanlamasından kaçınarak yüksek getiriden vazgeçtiklerine inanır. Ancak uzun vadeli ve değer yatırımcıları, oynaklığı ortadan kaldırarak daha istikrarlı bir kazancın sahibi olabilirler.
Borsanın gelecekteki yönünü ölçmek son derece zordur. Giriş ve çıkışları zamanlamaya çalışan yatırımcılar, genellikle yatırımlarını sürdüren yatırımcılardan daha düşük performans gösterme eğilimindedir.
Ek olarak aktif yatırımcılar, sürekli al – sat yaparak, daha yüksek işlem ücretlerine maruz kalırlar. Bu stratejinin savunucuları, yöntemin bir dezavantajı olmadan sektörlerin dışına çıkarak daha büyük kar elde etmelerine ve zararları en aza indirmelerine izin verdiğini söylerler.
Bu bilgiler kapsamında piyasa zamanlamasının artıları şu şekilde sıralanabilir:
- Daha büyük kârlar
- Azaltılmış kayıplar
- Volatiliteden kaçınma
- Kısa vadeli yatırım stratejilerine uygunluk
Stratejinin eksi yönleri ise şu şekildedir:
- Piyasalara günlük ilgi göstermek
- Daha çok işlem maliyeti ve komisyon
- Vergi açısından dezavantajlı kısa vadeli sermaye kazançları
- Giriş ve çıkışları zamanlamada zorluk
Strateji ile ilgili yapılan araştırmalar da artı ve eksi yönleri görmeyi sağlıyor. Örneğin; Boston merkezli araştırma şirketi Dalbar tarafından hazırlanan “Yatırımcı Davranışının Sayısal Analizi” raporu bunlardan birisidir.
Rapor, bir yatırımcının 1995 ile 2014 yılları arasında S&P 500 endeksine tam olarak yatırım yapmaya devam etmesi halinde yıllık %9,85 oranında bir getiri elde edeceğini gösterir. Ancak piyasadaki en iyi 10 günü kaçırırsa getiri %5,1 olacaktır.
En büyük yükselişlerden bazıları, birçok yatırımcının piyasadan kaçtığı dalgalı bir dönemde meydana geliyor. Eğer bu riski alabiliyorsanız iyi bir getiri elde edersiniz. Ancak riskten kaçmak istiyorsanız uzun vade ve al – tut stratejisi tam size göre demektir.
Sürekli işleme girip çıkmak ise her seferinde ücret ve komisyon ödemenize neden olmaktadır. Bu da kazancınızdan bu miktarları düşerek hesaplamanız demektir. Uzun vadeli bir alım satım işleminde ise tek seferlik bir komisyon söz konusudur.
Düşük alım ve yüksek satış başarılı bir şekilde yapılırsa kâr üzerinden vergi sonuçları doğurur. Yatırımın bir yıldan daha az elde tutulması durumunda kâr, kısa vadeli sermaye kazancı oranında hesaplanır. Uzun vadede ise normal gelir vergisi oranından hesaplama yapılacaktır.
Ortalama bireysel yatırımcı için piyasa zamanlaması muhtemelen al ve tut stratejisi veya başka bir pasif yatırım yöntemi kullanarak daha az etkili olacaktır. Bu durum da daha küçük getiri sağlayacaktır.
Değer Yatırımı ve Piyasa Zamanlaması Arasındaki Farklar
Birbirine benzediği düşünülen değer yatırımı ve piyasa zamanlaması arasında bariz farklar vardır. Her ikisi de sistematik bir yaklaşıma güvenmez. Tamamen tahminlere dayalı stratejilerdir.
Farkları anlamak için değer yatırımında öne çıkan özellikler şu şekildedir:
- Değer yatırımı şirketin değerini tahmin etme girişimidir.
- Hisse fiyatı konusunda yalnızca değere kıyasla endişe duyulur.
- Finansal raporlar ve oranlar kullanılarak değer hesaplanır.
Piyasa zamanlamasında öne çıkan özellikler ise şunlardır:
- Bir hisse fiyatının nereye gittiğini tahmin etme girişimidir.
- Sadece hisse fiyatıyla ilgilidir.
- Grafik modellerini ve yatırımcı duyarlılığını inceler.
Değerleme, hisse senedi fiyatının arkasındaki gerçek içi araştıran karmaşık finansal analizler içerir. Şirketin ne kadar para kazandığı, nasıl kazandığı ve şirketin kazancını artırma olasılığı hakkında daha fazla bağlam sağlamak için muhtemelen çeşitli finansal oranlar kullanılacaktır.
Bu denklemleri hesaplamak için gereken bilgileri elde etmek adına yatırımcı; bilançoları, gelir tablolarını ve ellerine geçen diğer finansal belgeleri dökmelidir.
Bir değer yatırımcısı, bir şirketin değerini gözden geçirdikten sonra hisse senedinin fiyatına bakar. Çünkü hisse fiyatının bu tür bir yatırımcı için çok az önemi vardır.
Bunun yerine önemli olan hisse senedi fiyatının şirketin genel değeriyle nasıl karşılaştırılacağıdır. Hisse fiyatı, değere göre düşükse yatırımcı onu satın alacaktır. Eğer şirketin gerçek değerinden çok daha yüksekse yatırımcı başka yerlerde fırsatlar arayacaktır.
Piyasa zamanlaması yalnızca bir hisse fiyatı ile ilgilidir. Şirketin temel değeri, önemli değildir. Önemli olan tek şey, fiyatı bir günde nerede olacağını doğru tahmin etmektir.
Bir yatırımcı hisse fiyatlarının kalıplarını öğrenmeye çalışmak için grafikleri araştırır. Ancak şirketin mali durumuna ilişkin raporları incelemesine gerek duymaz.