Ekonomistlerin yorumları sırasında bir kere bile olsa duymuş olacağınız kelimelerden birisi de moratoryumdur. Ülkemizde 2019 yılında yüksek seyreden döviz kurları ve dış borç nedeniyle dillendirilen konulardan olmuştur.
Her ne kadar bir sıkıntı anında anılsa bile ülkemizde ilan edilen moratoryum sayısı azdır. Neredeyse bütün dünya ülkeleri tarihlerinde bir kere moratoryum ilan etmiştir. 2018 yılında sıklıkla duyduğumuz konkordatonun devletler tarafındaki adı olarak görülebilir.
Şimdi moratoryum hakkında bilmeniz gereken detaylara göz atalım:
Moratoryum Nedir?
Kısaca ödeme gücünü kaybeden borçlunun, borçlarının tamamını veya bir kısmını ödeyemeyeceğini ilan etmesidir. Genellikle geçici mali zorluklara tepki olarak yürürlüğe girer. Borç tahsilinde yasal ve zorunlu ara olarak tanımlanır.
Daha detaylı bir tanım yapmak gerekirse; vadesi gelmiş borçların yasa veya mahkeme kararı ile borçlu ve alacaklı arasındaki bir anlaşma veya doğrudan doğruya tek taraflı olarak ertelenmesi işlemidir.
Örnek vermek gerekirse; bu yıl bütçesini aşan bir şirket, gelecek mali yılın başına kadar yeni işe alım için moratoryum ilan edebilir. Aynı şekilde personel ödemeleri için de bu işlemi yapabilir.
Moratoryum genellikle bir hükümet veya işletme tarafından ilan edilmektedir. Borcu ödemesine engel oluşturan sorunlar çözülene kadar geçici bir önlem görevi görür.
Yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesini, yine yasal olarak ertelenmesi anlamına gelir. Bir ülkenin borçlarını ödemeyi bir süreliğine durdurması, moratoryum ilan etmesi demektir.
Bu işlem borçların sonlandırıldığı bir kurum değildir. Borçların yeni bir ödeme planı ile uzun vadeye yayılmasıdır. Bunun için de yeni faiz oranı belirlenir.
Deprem, sel gibi doğal afetlere uğrayanların borçlarının ertelenmesi buna en iyi örneklerden birisidir. Aynı şekilde döviz darboğazı yaşayan bir ülkenin dış borçlarını ödeyemeyeceğini ilan etmesidir. Ayrıca KYK geri ödemeli bursların, bitiminden 2 yıl sonra ödenmeye başlanması da moratoryum dönemidir.
Moratoryum İlan Edilirse Ne Olur?
Bir ülke, dış borçlarını bir nedene bağlı olarak ödeyemeyeceğini duyurabilir. Bunun sonucunda borçların bir süre ertelenmesi, yeni bir faiz oranının belirlenmesi veya borcun daha uzun vadeye yayılması söz konusu olur.
Aynı şekilde ülke içindeki belli bir grubun borçları üzerine de ilan edilebilir. Moratoryum ilan edilmesiyle borç ortadan kalkmaz. Sadece ödemeler ertelenir ve faiz oranları yeniden belirlenir.
Moratoryum ilan edilmesi sonucunda borçların bir kısmı ödenmeye devam edilebilir. Belli bir kısmı üzerine de ilan edilebilir. Aynı zamanda bazı özel durumlarda borcun kısmen silinmesi de söz konusu olabilir.
Moratoryum, ani krizlerden kaynaklanır. Bu nedenle geçici mali sıkıntıları hafifletmek ve sorunları çözmek için ilan edilebilir. Bu şekilde ödeme kolaylığı sağlanabilir.
Bu konuya bir örnekle açıklık getirelim. Bir şirketin finansal zorluklar yaşadığını düşünelim. Maliyetleri düşürmek için belli faaliyetlerine moratoryum yerleştirebilir. Bu kapsamda, isteğe bağlı harcamaları sınırlayabilir, şirket seyahati ve zorunlu olmayan eğitimleri kısabilir.
Yalnızca gereksiz harcamaları azaltma için tasarlanan moratoryumlar, işletme borçlarını geri ödeme veya gerekli tüm operasyonel maliyetleri karşılamayı etkilemez. Borç yükümlülüklerini temerrüde düşürmeye gerek kalmadan, mali açığı hafifletme adına alınabilir.
Gönüllü moratoryum olarak adlandırılan bu durum, harcamaları mevcut şirket gelirleri ile uyumlu hale getirmeye yarar.
Ayrıca sigorta şirketleri, doğal afetler sırasında belli alanlardaki mülkler için yeni politikalar üzerine moratoryumlar düzenleyebilirler. Böylece hak talebinde bulunma olasılığı anormal derecede yüksek olduğu zaman kayıpların azaltılmasına yardımcı olur.
Moratoryum İlan Eden Ülkeler
Çin’in Wuhan kentinde başlayan koronavirüs salgını, neredeyse tüm dünyaya yayılmıştır. Bu kapsamda birçok ülke ve şehir moratoryum ilan etmiştir.
ABD’de; San Jose, San Francisco, Seattle, Los Angeles, Boston, New York, Massachusetts, Kentucky’da duran hayat sonucunda bu yönteme başvurulmuştur. Bu şekilde, ipotekleri olan ev sahipleri, iş kaybı ve kira ödemeleri gibi durumlar için önlem alınmıştır.
Aynı nedenle Sırbistan Merkez Bankası, kredi ödemeleri konusunda 90 günlük moratoryum açıklamıştır. Koronavirüs nedeniyle birçok ülkede, şehirde ve şirkette aynı durum söz konusu olmuştur.
Tarihi açıdan baktığımızda moratoryum ilan eden ülkeleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Peru
- Pakistan
- Brezilya
- Meksika
- Rusya
- Arjantin
- Ekvador
- Yunanistan
- İtalya
- Almanya
- İngiltere
Bu ülke sayıları daha da artırılabilir. Konvertibilite henüz gelişmediği zamanlarda da görülmüştür. Savaşlar ve konjonktür buhranları nedeniyle merkez bankalarının altına konvertibilite işlemlerini tatil etmeleri görülmüştür.
Konvertibilite işlemleri kaynaklı en uzun moratoryum, Osmanlı Bankası banknotlarına uygulanmıştır. Banknotların konvertibilitesi, 1940 yılında kaldırılmıştır. İkinci Dünya Savaşını izleyen döneme kadar sürmüştür.
Genellikle savaş dönemlerinde bu yönteme başvurulmuştur. Kötü yönetilen ülkeler de bu yolu birkaç kere seçmişlerdir. Örneğin; Rusya 1998 yılında moratoryum ilan etmiştir. Bu ilan, ülkemizde 2001 ekonomik krizi olarak bilinen sürecin başlamasını da hızlandırmıştır.
Türkiye’de İlan Edilen Moratoryumlar
Ülkemizde ilk moratoryum Osmanlı Dönemi’nde yaşanmıştır. Dış borçlarla ilgili olarak 1875 yılında moratoryum ilan edilmiştir. Buna bağlı olarak 1881 yılında Duyun-i Umumiye kurulmuştur.
Osmanlı Devleti, 1854 – 1875 arasında yaklaşık 5,3 milyar frank borç almıştır. Ancak bu paranın yaklaşık 3 milyar frangı Osmanlının eline geçmiştir. Geri kalan kısım ise borç olarak yüklenmişti. Osmanlının yıllık faiz ve itfa bedeli ise yaklaşık 300 milyon franktır.
1874/1875 döneminde Osmanlı bütçesi 25 milyon Osmanlı lirası olarak gösterilmiştir. Ancak gerçek gelir 17 milyon Osmanlı lirasıdır. Bu paranın 13 milyon lirası dış borç için ayrılıp, geri kalan 4 milyon lira ile devlet yönetilmeliydi.
Osmanlı 1875 yılında borçlarını yarı yarıya indirmesine karşın yine de ödeyemedi. 6 Ekim 1875 yılında ‘Osmanlı Devleti iflas etti’ haberleri yayılmıştır.
Yabancı elçilere gönderilen bir kararname ile bütün iç ve dış borçlara moratoryum uygulanmıştır. 5 yıl süreyle borçlara ait faiz ödemelerinin yarı yarıya indirildiği açıklanmıştır. Ekonomi ise yabancı devletlerin yönetimine bırakılmıştır.
İkinci moratoryum ise 1958 yılında Adnan Menderes Başbakanlık döneminde ilan edilmiştir. Vadesi gelen dış borçlar ertelenmiştir.
Üçüncü moratoryum ise 1978 yılında Süleyman Demirel Başbakanlığı döneminde kısmi olarak uygulanmıştır.
Moratoryum ve Konkordato Farkı Nedir?
Yukarıdaki tanımlar ışığında, konkordato ile benzerlik gösterdiğini görebilirsiniz. Ancak moratoryum ve konkordato arasında fark vardır.
Konkordato, iflastan kurtulmak isteyen şirket için karşılıklı tavizlerin verilmesiyle sonuçlanan bir borç anlaşması ve yapılandırmasıdır. Kişiler ve şirketler tarafından ilan edilir.
Moratoryum ise genellikle ülkeler ve devletler bazında ilan edilmektedir. Aynı zamanda devletlerin, yurt dışından aldığı borç, mal ve hizmete karşılık ilan edilmektedir. Bazı ülkelerde ise moratoryum ve konkordato aynı görevi görmektedir.
Moratoryum ve Konsolidasyon Farklı Nedir?
Moratoryumun benzerlik gösterdiği bir diğer tedbir ise konsolidasyondur. Borcun vadesinin, faizinin, türünün ve tutarının yeniden yapılandırılması, konsolidasyon olarak tanımlanır.
Bu tanımın moratoryum ile benzediği görülmektedir. Ancak uzmanlar buradaki farkın şöyle açıklarlar:
- “Bir devletin borcun tamamını veya bir kısmını ödeyemiyorum” demesi moratoryum iken, bu ilanın sonucu konsolidasyona çıkar.
Konsolidasyon kararı alan bir devlet, borçlarının faizlerini dahi ödeyemeyecek durumdadır. İlerleyen süreçte bu durumu düzeltse bile ülkenin uluslararası kredi notu ve prestiji düşecektir.
Hoover Moratoryumu
ABD Başkanı Herbert Hoover’ın adıyla anılan moratoryumdur. 20 Haziran 1931 yılında açık bir bildiri olarak açıklanmıştır. Ülkelerin ABD’ye olan borçlarını ödemesini geciktiren bir ilandır. Uluslararası ekonomik krizin rahatlatılması ve toparlanmanın sağlanması amacıyla ilan edilmiştir.
Hoover’ın önerisi, 1. Dünya Savaşı kaynaklı borcun ödemeleri üzerine faizin geri ödemesi de dahil olmak üzere 1 yıllık erteleme yapılacaktır. Ancak bu fikir birçok kişi tarafından benimsenmemiştir.
Tepkilere karşın 15 ülkeden 6 Temmuz tarihine kadar destek almıştır. Aralık ayında da ABD Kongresi’nde onaylanmıştır. Bu moratoryum ulusal bir ilandır. Yani ABD’ye olan borçlarını ertelemek isteyen ülkeler için hazırlanmıştır.
Borç ödemelerinin geciktirilmesi, Avrupa’daki ekonomik gerilemeyi yavaşlatma konusunda çok işe yaramamıştır. Almanya büyük bir bankacılık krizine yakalanmıştır. İngiltere ise altın standardından ayrılmıştır. Fransa ise askıya aldığı konuyu, yeniden ele almak isteyecektir.
Temmuz 1931’de ABD Başkanı Hoover’ın önerisiyle Borç Ödeme Gecikme Tedbirleri uygulanmıştır. Moratoryumun sona ermesinin ardından birkaç müttefik ülke ABD’ye ödeme yapmaya devam etmiştir. Bu konuda en istekli olan ise Finlandiya’dır.
Ayrıca 1932 Lozan Konferansı’nın ardından Almanya tazminat ödemelerinden kurtulmuştur. ABD Kongresi, Fransa ve Birleşik Krallık’ın borçlarını hafifletme konusuna ise karşı çıkmıştır.
Hoover moratoryumu, borçlarını ödeme güçlüğü çeken Türkiye’nin de dikkatini çekmiştir. Bundan yararlanmak istemiş ve Paris’te görüşmeler yapılmıştır.
Paris’te yapılan görüşmelerin ardından daha uygun ödeme şartlarıyla yeni bir anlaşma imzalanmıştır. 22 Haziran 1933 Osmanlı Borçları Meselesi bu şekilde halledilmiştir.