Borsa denildiği zaman diğer yatırım araçlarından daha çok aklımıza hisse senetleri gelir. Bunun bir nedeni borsa binalarının hisse senetleri el değiştirmeye başladığında kurulmasıdır. Bir nedeni de genel olarak zengin yatırımcıların hisse senetlerine yatırım yapmasıdır.
Piyasa uzmanları tarafından yapılan araştırmalara göre zengin ve ülke ekonomisi konusunda iyimser olan yatırımcıların diğer yatırım araçlarından çok hisse senetlerine ve gayrimenkule yatırım yaptıkları görülüyor. Aynı zamanda daha düşük gelirli yatırımcıların da altın, bono gibi yatırım araçlarına yatırım yaptıkları ve kötümser bir görüşleri oldukları belirtiliyor.
Bu araştırma aynı zamanda yüksek gelire sahip olan yatırımcılar ile düşük gelire sahip olan yatırımcıların hayattan beklentilerinin de farklı olduğunu gösteriyor. Bu nedenle de iki farklı yatırımcı tipinin oluştuğu kanıtlanmış oluyor. Aynı zamanda hisse senetleri çeşitleri arasında da farklı yatırımcı tiplerinin olduğu belirtilmiş. Münferit olarak belirtilen hisse senetlerinin daha düşük gelirli yatırımcılar tarafından, endeksli yatırım fonlarının ise zengin yatırımcılar tarafından tercih edildiği ortaya koyulmuş.
Zengin ve fakir yatırımcı ayrımının yapılması birçoğumuza saçma gelebilir. Ama işlem yapılan miktarlar ve elde edilen kazançlar göz önüne bulundurulduğunda, aynı zamanda yatırım beklentileri göz önünde bulundurulduğunda böyle bir ayrımın söz konusu olduğunu anlayabiliriz.
Zengin yatırımcı olarak değerlendirilen yatırımcıların, verimli üretim yapan şirketlerin hisselerini tercih ediyor. Bilindiği gibi şirketin verimli çalışması karlılık anlamına gelir ve hisse senetlerinin gelecekte değer kazanacağı anlaşılır. Bu durumda da geleceğe yönelik iyimser bir bakış açısına sahip oldukları da kanıtlanmış olur. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre, yüksek gelire sahip olan ve ev sahibi olan Amerikalıların %87’sinin hisse senetlerine ve gayrimenkule yatırım yaptıkları biliniyor. 200 yıldan beri yüksek gelir sahibi olan Amerikalıların bu alanlarda yatırım yaptıklarına dair belgelerin olduğu söyleniyor.
Yıllık geliri 30 bin dolar ve daha az olan Amerikalı yatırımcıların ise uzun vadede altın yatırımı yaptıkları ortaya çıkmış. Zenginlik göstergesi olarak bilinen altına, zengin olup da yatırım yapan Amerikalıların ise yalnızca %18 oranında olduğu biliniyor. Araştırmayı yapan kişinin görüşlerine göre de, hisse senetlerine yapılan yatırımın, altın, bono, döviz ve gayrimenkul yatırımından çok daha fazla olduğu yönünde.
Araştırmacı, hisse senetlerine yatırım yapmanın ülkenin finansal sistemine ve ekonomisine güvenmekle alakalı olduğunu da belirtiyor. Yani iyimser yatırımcıların, ülkenin finansal sistemine güvendiklerini, ekonominin sürdürülebilir iyilikte olduğunu ve bu nedenle de hisse senetlerine yatırım yaptıklarına dikkat çekiyor. Hisse senetlerinin değer kazanmasını sağlayan durumlar göz önünde bulundurulduğu zaman bu durum açıkça kanıtlanmış oluyor.
Uzun vadeli yatırım yapan yatırımcıların geleceğe güvendikleri ve bu nedenle yatırımlarında iyimser oldukları görülüyor. Düşük gelirli yatırımcıların ise kendi hayatları ile bağlantılı olarak sürekli bir gelecek kaygısı içerisinde oldukları, bu nedenle de geleceğe iyimser bakmaktansa kötümser bakmanın daha faydalı olacağına inanıyor.
Altın yatırımı yapanların ise kötümser bir yaklaşıma sahip oldukları dikkat çekiyor. Altının taşınabilen bir yatırım olduğu ve kanunlara bağlı olmaksızın alınıp satılabildiğine, herhangi bir çöküş zamanında bile değerli olan bir yatırım aracına sahip olduğunu söylüyor. Aynı zamanda altının var olan düzenin bozulmasını engellediğini de belirtiyor.
Sonuç olarak düşündüğümüz zaman, herhangi bir geçim sıkıntısı olmayan yüksek gelirli insanların gelecek kaygılarının olmadığı ve ekonomik anlamda daha iyimser oldukları bir gerçektir. Ayrıca yatırımlardaki başarınız, yatırım alanındaki bilgi ve geleceğe bakış açınıza göre şekilleniyor.
Uzun vadede getirisi yüksek olacaktır ama yüksek gelirli yatırımcılar genellikle kısa vade tercih ederler…