Borsa Nasıl Oynanır, Nasıl Para Kazanılır?
  1. AnaSayfa
  2. Borsa Piyasası

Borsa Tarihi – Borsaların 2000 Yıllık Mazisi ve Gelişimi

Oldukça köklü bir geçmişe sahip olan borsalar, gelişen teknolojinin de katkılarıyla günümüzde güçlü şekilde ayaktadır. Bu yazımızda, yıllar içinde borsanın gelişim ve değişimini, kısacası onun tarihi sürecini ele aldık;

Borsa Tarihi - Borsaların 2000 Yıllık Mazisi ve GelişimiNeredeyse insanlık tarihi kadar eski olan ticaret, oldukça köklü geçmişi olan bir faaliyettir. Yaşamsal ihtiyaçların takas ve alışverişle karşılanması fikri ekonominin ilk temellerinin atılmasında etkili olmuştur. Borsanın doğuşu da kabaca buraya bağlanabilir.

Borsa tarihini genel anlamda özetlemek pek kolay olmayabilir. Çünkü hisse senetlerinin el değiştirdiği bu pazarlar, ilk ortaya çıktığı yıllarda şuanki durumundan çok daha farklıdır. Öyle ki tarım ürünleri, değerli madenler ve sanayi ürünlerinin pazarlanması borsacılığın temellerini atmıştır.

Henüz borsa binalarının dahi inşa edilmediği dönemlerde panayırlar, pazarlar, hatta kahvehanelerde yapılan işlemler günümüzde gelişerek modern borsacılığa geçişin önünü açmıştır. Fakat bu kısa bir süreç değildir. Aşağıda, borsa tarihi hakkında bilmeniz gerekenlere yer verdik;

İlk Borsa İşlemleri

İlk Borsa İşlemleriGünümüzde borsa kavramı bize çoğunlukla hisse senedi alınıp satılmasını çağrıştırır. Fakat geçmişe dönüp bakıldığında ticarete konu olabilecek her türlü malın el değiştirmesiyle borsacılığın temellerinin atıldığını görürüz.

Son yıllarda yatırımcıların alışkanlıklarına göre şekillenen borsa piyasaları işlem hacimlerinin artmasının da etkisiyle teknolojiye bağımlı hale gelmiştir. Böylelikle işlemler eskiye göre çok daha kolay yapılabilmektedir.

Pazar ve panayır gibi yerlerde yapılan alım – satım işlemleri zaman içinde ilerleme kaydetmiştir. İşte, borsacılık işlemleri de bunlarla birlikte yaygınlaşmıştır. Bu işten para kazanıldığını gören bazı tüccarlar ise bu pazarları günümüzün emtia borsalarına çevirmiştir.

Hisse senetlerinin ticari işlemlerde kullanılmaya başlaması ise çok daha sonra gerçekleşmiştir. Ülkeler arasında ticari işlemler yaygınlaşınca para birimlerinin birbirine dönüştürülmesi gibi sorunlar yaşanması kaçınılmaz olmuştur.

Bunun üzerine de Bretton Woods anlaşması imzalanmış ve dolar – altın dönüştürülebilirliği kabul edilmiştir. Bu anlaşmaya katılan ülkeler para birimlerini dolar ve altına endeksleyerek ticari işlemlerini gerçekleştirmiştir.

İlk olarak emtia borsalarının kurulmasının ardından döviz, altın ve kıymetli evrak borsaları gelişim göstermeye başlamıştır. Kıymetli evrakların alınıp satılması ile borsalar devamlılık kazanmıştır ve borsa binalarının kurulması artık bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Birçok kaynağa göre ticari evrakların borsa işlemlerine dahil olması borsacılığın gelişiminin en sonunda yer almaktadır. Bunun nedeni, başta Roma Hukuku olmak üzere hukuk alanında görülen gelişmelerde bulunmayan sınırlı sorumluluk ilkesinden dolayı kıymetli evrak kurumlarının hukuk sistemlerine yerleşmesidir.

15. yüzyılda denizciliğin ve dünya deniz ticaretinin gelişim göstermesi ile İngiltere, İtalya, Belçika ve Hollanda gibi denizci ülkelerde büyük ticaret merkezleri kurulmuştur. Bu ticaret merkezlerinde yürütülen faaliyetlerin birçoğunu aracılar yapmıştır.

Büyük miktardaki aracı yükümlülükleri ticari senetler ile kredi belgelerinin doğmasına ve 15. yüzyılda ilk poliçelerin kullanılmasına neden olmuştur. Ticari senetlerin kullanımının yaygınlaşmaya başlaması ile birlikte senetlerin el değiştirmesine ilişkin de bazı kurallar ortaya çıkmıştır.

Bugün, Belçika’nın Brugge şehrinde bazı Yahudi ailelerin para ticaretini meslek haline getirmesi de borsacılığın ilk faaliyetlerinden sayılmaktadır. “Borsa” kelimesinin de bu şehirde yaşayan ve ticaretle uğraşan Van der Burse ailesinin isminden geldiği bilinmektedir.

15. yüzyıla denk gelen o dönemlerde bölgeye gelen tüccarlar, ailenin “Hotel des Burses” adını verdiği konaklarındaki işlem fiyatlarını baz almayı alışkanlık haline getirmişlerdir. Daha sonra “borsa” adı bu gibi yerlerin genel ismi olmuş ve günümüze kadar gelmiştir.

Borsaların Oluşumu

En eski tarihli piyasa olan borsanın temelleri pazarlara ve panayırlara dayanmaktadır.

Paranın bulunmasından sonra ticaret gelişmiş ve insanlar sadece ihtiyaçlarını karşılamak dışında daha çok para kazanmayı amaçlamışlardır. Daha fazla paraya sahip olma isteği de borsaların doğuşunun önünü açmıştır.

İlk Borsa Binası

İlk Borsa BinasıDeniz ticaretiyle ilişkili olarak Avrupa’da ilk borsa 1487 yılında Belçika’nın Anvers kentinde kurulmuştur. 16. yüzyılda altın çağını yaşayan Hollanda’nın kurduğu Amsterdam Borsası ise Anvers’teki borsanın yerini almıştır.

16. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa’nın diğer ülkelerinde borsalar belirmeye başlamıştır. Bunlar zaman içinde gösterdiği değişim ve gelişimlerle bugünün büyük borsaları haline gelmişlerdir.

Tarihi geniş çaplı bir araştırma yapıldığı zaman ise dünyanın ilk borsasının, Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde kurulduğu görülmektedir.

Günümüzden tam 1750 yıl önce inşa edildiği bilinen Kütahya’daki Aizanoi Binası’nda ilk borsacılık faaliyetlerinin temelleri atılmıştır. Ayrıca enflasyonla mücadele için bazı önlemler de yine burada alınmaya başlanmıştır.

Milattan sonra 301 yılında ise Roma İmparatoru Dioeletianus enflasyon ile baş etmek için belirlediği fiyatları Aizanoi’nin taş bloklarında duyurmuştur.

Taş bloklar üzerinde bulunan bu fiyatlar üzerinden alım – satım gerçekleştirilmiştir. Yani, günümüz borsa binalarında yer alan dev fiyat ekranlarının gördüğü işlevi o dönemlerde taş duvarlar yerine getirmiştir.

Enflasyonun önlenmesi için üretilen mallar arasında çapraz fiyatlandırma yapılmış ve gerçeği yansıtmayan fiyatlar engellenmiştir.

Kütahya’daki Çavdarhisar ilçesinde bulunan dünyanın ilk borsası milattan sonra 2. yüzyılın sonlarında ‘macellum’ olarak bilinen gıda pazarına dönüşmüştür.

Bilindiği gibi borsa binaları, işlemlerin belli bir yerde ve bazı kurallar çerçevesinde daha resmi bir ortamda gerçekleştirilmesini mümkün kılmıştır. Bu borsalar kurulmadan evvel insanların ellerindeki menkul kıymetleri alıp satmak için bir buluşma olmadığı ve işlemlerin çoğunun sokaklarda gerçekleştirdiği biliniyordu.

İşlem hacminin artmasıyla birlikte bazı kahveler ve lokantalarda bu işlemler yapılmaya başlamıştır. O dönemlerde bazı insanların komisyon karşılığı işlem yapmak amacıyla bazı yerlerde hizmet vermeye hazır bulunduğu da bilinmektedir.

Bu şekilde yapılan borsa işlemleri yapılmış ve borsalar kurumsal piyasalar haline gelmiştir. Yapılan işlerin yönetiminin düzene sokulması için bir takım kurallar da ortaya koyulmuştur. New York’ta ilk alım satım işlemlerinin bir ağaç altında yapıldığı ve daha sonrada kapalı mekanlara taşındığı söylenmektedir.

Özetle, Kütahya’daki Aizanoi’nin varlığı hisse senetlerinin el değiştirmeye başlamasıyla kurulan Anvers Borsası’ndan daha öncesine dayanmaktadır. İlk borsa işlemleri emtialar ile Aizanoi Binası’nda yapılmış ve borsanın ekonomiye önemli katkılarından biri olan tek fiyat oluşumu bu şekilde sağlanmıştır.

Yukarıda, 15. yüzyılda kurulan Anvers Borsası’nın ticari evrakların alım – satımının yapıldığı ilk borsa olduğundan bahsettik. Bundan sonrakilerin kronolojik sıralaması ise şu şekildedir;

  • 16. yüzyılda Paris ve Londra
  • 17. yüzyılda Berlin ve Basel
  • 18. yüzyılda Viyana ve New York
  • 19. yüzyılda ise Brüksel, Roma, Milano, Madrid, İstanbul ve Tokyo borsaları kurulmuştur.

Türk Borsacılığının Tarihi ve Gelişimi

Türk Borsacılığının Tarihi ve GelişimiTürklerde borsacılık, Osmanlı Dönemi’ne dayanmaktadır. Bu nedenle de Türklerde borsa gelişimini Osmanlı Dönemi ve Cumhuriyet Dönemi olarak ikiye ayırmak daha doğru olur.

Günümüzde ise Borsa İstanbul borsacılıkta başarılarını dünyaya yayma amacıyla görev yapmaktadır. 5 Nisan 2013 tarihinde İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, İstanbul Altın Borsası ve Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası’nın tüzel kişiliklerine son verilerek Borsa İstanbul adı ile tek çatı altına toplanmıştır.

Osmanlı Dönemi’nde Borsacılık

Osmanlı Dönemi’nde Borsacılık19. yüzyılda Avrupa’da meydana gelen Sanayi Devrimi, anonim şirketlerin varlığını çoğaltmış ve gelişmelerini desteklemiştir.

Türkiye’nin bu devrime yabancı kalmasına rağmen ülkede yaşam tarzı itibarıyla Avrupa’ya bağlı kalan azınlıklar, batı kültürünün etkisi altında oluşan Türk – Müslüman elit tabakası ve Türkiye’de yaşayan Levantenler’dan oluşan 3 önemli grup, menkul kıymetlerle ilgilenmeye başlamıştır. Aynı zamanda Galata Bankerleri aracılığıyla da piyasayı oluşturmuşlardır.

O dönemde Türkiye’de hisse senedi ve tahvil ihraç edecek şirketlerin olduğunu söyleyemeyiz. Dolayısıyla piyasa ve borsa önce yurt dışındaki kuruluşların ihraç ettiği menkul kıymetlerle oluşturulmuştur. Bu da bir ayağı dışarıda olan banker ve iş adamlarıyla yeni tesis edilen telgraf hatları ve özellikle de o günkü Türk parasının dönüştürülebilir altın para olması sayesindedir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda menkul kıymetlerin ticaret niteliği taşıyan işlemleri ilk olarak Tanzimat Dönemi sonrası görülmeye başlamıştır. 1854’deki Kırım Savaşı dolayısıyla yapılan borçlanmaya ait tahvillerin yaygın bir şekilde el değiştirmesi borsa faaliyetlerine zemin hazırlamıştır.

İlk olarak 1864 yılında Galata Bankerleri bir dernek kurmuşlardır. Ardından Havyar Han’da, sonra Komisyon Han’da faaliyet göstermişlerdir. Alacaklı yabancı devletlerin de teşviki ile 1866 yılı kararnamesiyle İstanbul’da ilk resmi borsa olan Fransız borsa sistemine yakın “Dersaadet Tahvilat Borsası” açılmıştır.

Osmanlı'da Galete Bankerleri

Borsanın denetimi için Maliye Nezareti’nce bir komiser tayin edilmiş ve 20 kişilik yönetim komitesi oluşturulmuştur. Borsada faaliyet gösterenler, mubayaacılar (dealers), simsarlar (brokers), coberler (jobbers) şeklindeki gruplara ayrılmıştı.

İkinci Meşrutiyet’in ilanına kadar borsaya devlet tahvilleri, düyunu umumiye senetleri, konsolitler ile İstanbul, İzmir, Selanik ve Beyrut’ta kurulu yabancı şirketlerin menkul kıymetleri ve Panama, Süveyş kanalları tahvil ve hisse senetleri gibi tümüyle yabancı menkul kıymetler kayıtlıydı.

İkinci Meşrutiyet’ten sonra ise yerli şirketlerin menkul kıymetleri de işlem görmeye başlamıştır. Özellikle de demiryolu, madenler, elektrik – havagazı – tramvay şirketleri ve diğer imtiyazlı şirketler Osmanlı borsasının ilk yerli menkul kıymetlerini oluşturmuştur.

1895’li yıllarda ise iş hacmi nedeniyle Avrupa’nın sayılı borsaları arasına girmeyi başarmıştır. Osmanlı borsasının itibarı daha sonraları görülen hileli borsa oyunları, Mahmut Nedim Paşa döneminde bazı devlet tahvillerinin kupon bedellerinin yarı yarıya tenzili, Altın Şirketi olayı gibi skandallar nedeniyle sarsılmıştır.

Bu olaylar sonrasında borsaya düzen getirilmiş ve adı Esham ve Tahvilat Borsası olarak değiştirilmiştir. Aynı zamanda yabancı borsaya üyeliği önleyen hükümler de getirilmiştir.

Hemen her borsada olduğu gibi Osmanlı borsası da kötü niyetli kişilerin yanlış bilgi ve haberlerle yabancıları yanıltıp çıkar sağlamaya çalışması durumuna şahit olmuştur.

1895 yılında İstanbul’dan bir banka müdürünün Güney Afrika’ya gittiği, orada altın madeni bulduğunu bildiren bir telgraf çekerek bu madeni işletmek üzere bir şirket kurulmasını tavsiye ettiği, kurulan şirketin hisse senetlerinin kapışıldığı ve sonradan haberin asılsız olduğunun anlaşıldığı, hisse senetlerinin değersiz olduğu söylenmiştir.

Bu hisse senetlerini alanların, çoğunun Levanten olmak üzere büyük zararlara uğradığı ve borsacıların hükümeti zorlayarak 1895 yılı Ekim ayında Takvimi Vekayi (Resmi Gazete) ile kararname yayınlatıp moratoryum ilan ettirdikleri, bu yüzden de borsanın 4 ay kapalı kaldığı söylenmektedir.

Balkan Savaşı ile 1. Dünya Savaşı sonucunda imparatorluğun parçalanması, sanayileşmiş ve gelişmiş bölgelerin dışarıda kalması, azınlıkların mübadeleye tabi tutulması, levantenlerin göçü ve tüm ülkenin harap olması gibi etkenler Osmanlı borsasının sonunu getirmiştir.

Cumhuriyet Dönemi’nde Borsacılık

Cumhuriyet Dönemi’nde BorsacılıkCumhuriyet dönemi 1. Dünya Savaşı tahribatının hissedildiği bir dönemdir. 1929 yılında borsanın tekrar canlanması için 1447 sayılı kanun ve bu kanuna istinaden çıkarılan nizamname ile “İstanbul Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsası” kurulmuştur.

İlk Cumhuriyet borsası olan İstanbul Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsası bir bakıma Osmanlı Borsası’nın devamı sayılmaktadır.

Bu dönem borsaya Fransız sistemine yakın bir düzenleme getirilmiş ve belli sayıda, Maliye Bakanlığı’nca tayin edilen borsa acentaları eliyle yürütülmeye çalışılmıştır.

Coberlik müessesinin getirilmesiyle İngiliz – Fransız karması bir çalışma tarzı ortaya çıkmıştır. Başına bir komiser getirilmesi ile Alman borsacılığına da yer verilmiştir.

1939 yılında Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu’nun çıkmasıyla getirilen kambiyo kontrolü ve ecnebi şirketlerin menkul kıymetler üzerinde aynı zamanda Avrupa borsalarına bağlı olarak çalışan, dönüştürülebilir (konvertibl) Türk parasına dayalı sistemi, İstanbul borsası için büyük bir darbe olmuştur.

Alınan son darbe ise borsanın 1938 yılında devlet merkezi olan Ankara’ya taşınması olmuştur. Fakat o dönemlerde Ankara’da çok fazla gelişmemiş olan sanayi nedeniyle menkul kıymetler borsasının burada yürütülemeyeceği anlaşılmıştır. 1941’de ise borsa merkezinin İstanbul’a taşınmasına karar verilmiştir.

1981 yılında Sermaye Piyasası Kanunu’nun çıkarılması ile birlikte başlayan yeni faaliyetler döneminde menkul kıymetler borsasının yeniden işlerlik kazanabilmesi adına çeşitli tedbirler alınmıştır.

Sözü edilen tedbirlerin en önemlisi 1447 sayılı eski Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsaları Kanunu’nun yerini alması kararlaştırılan 6 Ekim 1983 tarihli 91 sayılı Menkul Kıymetler Borsaları Kanun Hükmünde Kararname ve Menkul Kıymetler Borsalarının Kuruluş ve Çalışmaları Hakkında Yönetmelik’tir.

31 Ekim 1985 tarihinde genel kurulda ise İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Yönetmeliği kabul edilmiş ve borsa 26 Aralık 1985 tarihinde açılarak 2 Ocak 1986 tarihinde ilk seansını gerçekleştirmiştir.

Menkul Kıymetler Borsasının Gelişimi

Menkul Kıymetler Borsasının GelişimiAlım – satım işlerinin genişlemesi ile birlikte borsada işlem yapanlar arasında ihtisaslaşma ve meslek dayanışmasının arttığı gözlenmiştir.

Birlikler kurulmuş, hile ve dolandırıcılığa açık olan borsa işlemlerinin disiplin ve yatırımların güvence altına alınması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle de devlet müdahalesi, yasal düzenlemeler ve teşkilatlanmalara gereksinim duyulmuştur.

Zamanla artan ihtisaslaşmalar sonucunda da menkul kıymetler borsaları ortaya çıkmıştır. Öte yandan borsaların gelişim süreci demokrasi ve sanayinin gelişmesi kadar sancılı dönemler geçirmiştir. Hatta dünya borsacılık tarihinin krizlerle dolu olduğu görülür.

Borsa tarihinin en büyük krizleri tahmin edildiği üzere dev borsalarda yaşanmış, bu olaylar diğer ülkeleri de etkisi altına almıştır. Borsalar bulundukları ülkelerin siyasi ve ekonomik durumlarının önemli bir barometresidir.

Rekabete açık müzayede sistemlerinin yer aldığı, açıklık ilkesinin taviz verilmeksizin uygulandığı bir piyasada iniş ve çıkışlar kaçınılmazdır.

Borsa Sıkıntıları Ekonomik Buhran Habercisi

Borsalardaki büyük fiyat artışları veya büyük düşüşler karşısında bazı çevrelerden müdahale istekleri gelebilir. Fakat şunu bilmelisiniz ki borsalarda idari müdahalelerden hiçbir zaman yarar görülmemiştir.

Borsalarda ancak iktisadi müdahale söz konusudur. Bunun yolu da açık piyasa işlemleridir.

Yani fiyatların düşüş gösterdiği zamanlarda belirli organizasyonlar devreye sokularak alım gerçekleştirilir. Yükseldiği zaman da tam tersi şekilde satışa yönelim olur. Devre kesici uygulaması da fiyatlardaki aşırı yükseliş ve düşüşlerde faaliyete giren koruyucu bir işlev görür.

Fiyatların düştüğü zamanlarda devreye girerek alım gerçekleştiren uygulamalar şunlardır;

  • Toplu Konut İdaresi gibi kurumlar,
  • Menkul Kıymetler Tanzim Fonu,
  • İştirak bankaları, holdingler veya yatırım bankaları,
  • Sigorta şirketleri,
  • Emekli sandıkları, bireysel emeklilik fonları,
  • Menkul kıymetler yatırım ortaklıkları
  • Yatırım fonları olabilir.

Yeni Kurulan Borsaların Gelişim Süreci

Yeni Kurulan Borsaların Gelişim SüreciBorsaların gelişme tarz ve derecesini ülkelerin ekonomik ortam ve şartları belirler. Bu nedenle her borsanın gelişme derecesi ve modeli farklıdır. Dolayısıyla dünyada ne kadar borsa varsa o kadar borsa modeli söz konusudur denilebilir.

Bununla birlikte yeni kurulmuş her borsa için bazı aşamalar vardır ki bunlar kaçınılmazdır. Yani, borsalar kurallardan bağımsız şekilde aniden var olamazlar.

İşte, aşama aşama borsanın evreleri;

Kuruluş ve Uyuklama

Yeni kurulan bir borsanın hemen hızlı bir çalışma temposu ortaya koyması beklenemez. Bir süre kendisini ve temsil ettiği yatırım alanını halka tanıtmak zorundadır. Bu tanıtım yavaşça gerçekleştirilir ve borsaya karşı halkta bir ilgi uyandırılmaya çalışılır.

İşleme Geçme

Artış gösteren ilginin yeterli bir düzeye çıkması ile borsada ilk işlemler başlar. Ama bunların miktarı azdır.

Borsada yatırım yapanlar zamanla kazançlı çıktıklarını ve yatırımlarının uzun vadede diğer yatırım araçlarından daha verimli olduğunu gördükçe yatırımlarını arttırırlar. Buna paralel olarak da fiyatlar yükselir. Fiyatların yükselmesi ile birlikte herkes kazanacaktır. Böylelikle talep biraz daha artacaktır.

Spekülasyon

Borsalardan kar elde edildiğini görenler borsaya koşacaklardır ve talebin aşırı artmasına karşın arzın buna paralel artmadığı görülecektir. Bunun sebebi elinde hisse senedi bulunanların fiyatların yükseldiğini görünce daha fazla yükselmesini beklemeleri olabilir.

Elinde büyük portföy bulunan holdingler, aileler, iştirak bankaları ise hisse fiyatları ikame bedeline ulaşmadan satışa geçmek istemezler. Arz – talep dengesizliği arttıkça fiyat yükselişleri de hızlanacaktır. Herkes çok kazanmaya başlayacaktır. Talep de daha çok artacaktır.

Çöküş

Halkın hisse senedi talebini durduracak veya piyasaya birden bire bol hisse senedi dökülmesine yol açacak herhangi bir olay olması beklenir.

Yükselen fiyatları satışa geçmek için yeterli gören ve herkesten önce davranmak isteyen büyük portföy sahipleri ani bir satışa geçer. Bunun üzerine diğer portföy sahipleri de satışa geçerler ve bir panik ortamı oluşur.

İlginizi Çekebilir:
En Büyük Borsa Çöküşleri

Paniğin başlaması ile birlikte önce fiyatlar hızla düşmeye başlar, daha sonra da alıcı olmadığı için iş hacmi düşmeye başlar. Fiyat ve iş hacmindeki düşüş genellikle başladığı noktaya kadar varmaz. Bu noktanın biraz üstünde ya da bayağı ileri bir noktasında durur.

Olgunluk

Piyasa, yaşanan bu durumdan mutlaka bir zarar görmüştür fakat bu olgunlaşmaya katkı sağlar. Bundan sonra yatırımcı anlamalıdır ki, artık hisse senedi fiyatlarının sonsuza dek yükselmeyeceği ve düşerken de sıfıra inmeyeceği öğrenilmiştir. Bundan sonra da daha küçük yükseliş ve düşüşler gerçekleşecektir.

Okur Yorumları
  1. Türkiye ve dünya borsa tarihi hakkında nefis bir araştırma yazısı olmuş. Uzun yıllar borsaları merak eden kişilere öncülük edecek bir içeriğe imza atmışsınız, tebrik ederim içeriğin yazarını.

  2. Makalenizi bir seferde okudum. Ders kitabı tadında tarihi bilgiler var. Teşekkürler.

Erdal Çetin için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Sponsorlu | 2023/4Ç Kar/Zarar %36.13/63.87%
Doviz Yatırımı
Sponsorlu | 2023/4Ç Kar/Zarar %36.13/63.87%
Doviz Yatırımı
AL SAT
Sponsorlu | 2023/4Ç Kar/Zarar %36.13/63.87%