Borsa Nasıl Oynanır, Nasıl Para Kazanılır?
  1. AnaSayfa
  2. Para Dünyası

Deflasyon Hakkında Bilgiler: Uygulanacak Politikalar Nelerdir? Deflasyonist Açık Nedir?

Japonya ve ABD gibi dünyanın en büyük ekonomilerinin karşılaştığı kriz hallerinden birisi olan deflasyon, enflasyonun tersi olması nedeniyle iyi bir durum izlenimi verir. Ama ekonominin durmasına neden olur. Şimdi bu kriz halinin ne olduğuna, uygulanacak politikalara ve deflasyonist açık hakkında bilgilere göz atalım:

Deflasyon Hakkında Bilgiler: Uygulanacak Politikalar Nelerdir? Deflasyonist Açık Nedir?Ekonomik depresyonların yaşandığı dönemlerde hakim olan deflasyon, ilk başta iyi bir durum izlenimi vermektedir. Çünkü mal ve hizmet fiyatlarının genel seyrinin belli bir zaman diliminde sürekli düşüşünü ifade etmektedir. Buna karşın bu düşüş, ülke ekonomisini durgunlaştırır. Dolayısıyla işsizlik oranlarının artışından milli gelirin azalmasına kadar uzayan etkiler yaratır. Bu nedenle deflasyon, istenmeyen ekonomik durumlardan birisidir.

Kısaca enflasyonun negatif değer alması şeklinde tanımlanan bu durumla baş etmek için uygulanacak politikaların başında para arzını artırmak gelmektedir. Tıpkı 2008 küresel krizinin ardından Amerikan Merkez Bankası’nın yaptığı gibi yüksek enflasyon yaratmayacak ölçekte para arzı ile tüketim talebi ve istihdamda artış sağlanmaktadır. Bu süreçte söz konusu olan deflasyonist açık nedeniyle de genişlemeci maliye politikaları izlenmektedir.

Şimdi deflasyon hakkında bilgilere, uygulanan politikaların detaylarına ve deflasyonist açık ile nasıl baş edildiğine göz atalım:

Deflasyon Nedir?

Deflasyon Nedir?Enflasyonun eksiye düşmesi anlamına gelen deflasyon, bir ülke ekonomisinde belirli bir dönemde fiyatlar genel düzeyinde sürekli düşüş yaşanmasıdır. Hatırlanacağı gibi enflasyon, belli bir dönemde fiyatlar genel düzeyinde sürekli artışın gözlenmesiydi. Deflasyon ise bu durumun tam tersidir. Dolayısıyla ilk başta istenen bir durum izlenimi vermektedir. Buna karşın sonuçları hiç de istenmeyen türdendir.

Bir ülkede ekonomik faaliyetlerin durmasına, şirketlerin gelirinin düşmesine ve buna bağlı olarak işsizliğin artmasına neden olmaktadır. Ekonomide arz tarafından azalma yaşanması sonucunda önce para arzı, daha sonra kamu ve özel sektör harcamalarında azalma yaşanır. Birbirini tetikleyen bu sorunlar sonucunda da tüketim talebi azalır. Tüketim talebinin az olması nedeniyle elde tutulan para ile alım gücü yükselir ama işsizlik oranı artış gösterir.

Deflasyon kimi açıklamalarda ise enflasyon durumunda fiyat yükselişini durdurmayı, yavaşlatmayı veya enflasyon eğilimi karşısında fiyatı düşürmeyi öngören bir iktisat siyaseti olarak da tanımlanır. Enflasyon yaşanan ekonomilerde paranın reel getirisi düşerken, deflasyonda artmaktadır.

Keynesyen görüşe göre deflasyon yetersiz talep demektir. Yani üretilen malların satılamadığı, stok fazlasının oluştuğu bir durumdur. Talep olmadığı zamanlarda, mal fiyatları düşer ve şirket karları azalır. İş hacmi ve kar oranları düştüğü için reel sektörde istihdam azalmaya başlar. Ücretler düşerken, işçi çıkarılır ve dolayısıyla işsizlik oranları artar. Yani deflasyon, ekonomide zincirleme halde birtakım sorunun yaşanmasına neden olur.

Deflasyon genellikle dezenflasyon ile birbirine karıştırılmaktadır. Ama dezenflasyon, fiyatların artış hızının azalması anlamına gelmektedir. İlerleyen yazılarımızda bu konuya da değineceğiz.

Deflasyonun Türleri Nelerdir?

Deflasyonun Türleri Nelerdir?Batının sömürge ideolojisi yayan iktisatçılarından olan Fransız Charles Rist’e göre; deflasyonun 3 türü bulunmaktadır. Bu türleri;

Para Deflasyonu

Banknotları tedavülden çekerek imha etme anlamında gelmektedir. Tarihteki örneklerine baktığımızda; 1944 yılının Ekim ayında Belçika’da banknot ve banka hesaplarına bloke koyularak yapılmıştır. Ayrıca 1948 yılının Haziran ayında Almanya’daki işgal kuvvetleri, ödeme araçlarının yüzde 90’ını hükümsüz saymıştır. Sonucunda Reichsmark’ı 10,5’e 1 oranında Alman markına çevirerek tedavüldeki para hacmini azaltmışlardı.

Mali Deflasyon

Bankalar devlet yararına ödeme araçları çıkartırlar. Devlet ise bunları karşıladığı zaman, deflasyoncu siyasetin başka bir şekli olarak görülen mali deflasyon ortaya çıkar. Aynı zamanda kamu harcamalarını kısmaya veya vergileri artırmaya dayanan bütçe fazlalığı siyaseti de bu durumun bir şekli olarak ele alınmaktadır. Elde edilen bu fazlalık ya kullanılmaz ya da kamu borçlarının ödenmesi için kullanılır.

Kredi Deflasyonu

Birçok farklı şekilde gerçekleştirilen kredi deflasyonu, kredi isteklilerini daha ölçülü davranmaya zorladığından dolayı iskonto sınırının yükseltilmesidir. Ayrıca bankaların mevduatlarını artırmaya zorlanmaları, açık piyasa siyaseti veya krediler ile kredi vermenin sıkı bir şekilde denetlenmesidir. Fiyatların yükselmesini önlemek amacıyla ya arz ya da talep üzerinde durulmaktadır.

Deflasyonun Nedenleri Nelerdir?

Deflasyonun Nedenleri Nelerdir?Deflasyon tanımından da anlaşılacağı üzere para arzındaki azalmadan kaynaklanmaktadır. Ayrıca genel olarak uzun süreli parasal genişlemenin ardından yaşanan bir kriz halidir. Bu nedenle merkez bankaları, uzun süreli parasal genişlemelerden kaçınmakta, sürekli olarak para arzını ve faiz oranlarını takip etmektedir.

Diğer bağlantını neden ise tüketicilerin ve işletmelerin nakit tasarruf talebinde genel bir artış olmasıdır. Çünkü tüketicilerin belirsizdir veya tüketim için zaman tercihlerinin uzamaktadır. Etkenlerden birisi de malların arzını artıran ve gelirlerin satın alma gücünü artıran ekonomik üretkenlikte genel bir artış yaşanmasıdır.

Para arzındaki azalma, üretici ve tüketicinin tasarruflarının artması, tasarrufların verimli yatırımlara dönüştürülememesi, yetersiz dış ticaret ile alım gücünün azalması, deflasyonun ana nedenleri arasında sayılabilmektedir.

Deflasyonun Etkileri ve Sonuçları Nelerdir?

Deflasyonun Etkileri ve Sonuçları Nelerdir?Deflasyon dönemlerinin en belirgin özellikleri, milli gelir ve istihdamın düşmesidir. Bunlara bağlı olarak stoklarda artış görülür, işsizlik artar ve fiyatlarda gerileme gözlenir. Dolayısıyla refah düzeyinde ve ücretlerde de düşüş yaşanır. Şirketler düşük kay nedeniyle üretimi azaltır ve daha az iş gücü talep etmeye başlar. İşsizlik artıp gelirler azaldığı için de tüketim düşer ve ekonomide durgunluk yaşanmaya başlar.

Paranın satın alma gücünün yükselmesine karşın, enflasyondan daha önemli bir ekonomik krizin ifadesidir. Deflasyonist eğilimlerin devam etmesiyle birlikte üreticiler üretimden vazgeçmekte ve ekonomi durgunlukla riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. 2008 küresel krizinin ardından birçok ülkede deflasyonist eğilimler başlamıştır. Ülkeler bu sorunla baş edebilmek için tüketimi canlandırmaya yönelik genişletici maliye ve para politikaları uygulamak zorunda kalmışlardır.

Deflasyonist bir ortamda, ücretlere zam yapılmasının yerine indirim yapılması ile aynı alım gücü karşılanmaktadır. Yani 100 liraya alınan bir mal, gelecek sene 80 liraya alınabiliyorsa, ücretlerin deflasyon oranında düşmesi, alım gücünde bir değişikliğe neden olmayacaktır. Ama işten çıkarmalar artacağı için tüketim yine kısılacaktır. Dolayısıyla üretim de azalacak ve zincirleme bir şekilde etkiler görülmeye devam edilecektir.

Üretimin düşmesine bağlı olarak toplum refahı da azalacaktır. Çünkü üretimin azalmasıyla birlikte işsizlik artış gösterecektir. Para yetersizliği ve şirket karlarındaki düşüş nedeniyle emek talebinde azalma görülecektir. Alıcılar karşı, borçlular ise zararlı çıkacaktır. Sabit gelirliler, piyasadaki dengesizliğe aldırış etmeyecekleri için etkilenmeyeceklerdir. Ama şirketlerde büyük kayıplar görülmeye başlandıkça huzursuzluk artacaktır.

Deflasyona Karşı Uygulanacak Politikalar

Deflasyona Karşı Uygulanacak PolitikalarPara arzının azaldığı ekonomi ortamı için genişletici maliye ve para politikaları uygulanmaktadır. Bu politikalar sayesinde talep artırılmaya çalışılacaktır. Kamu harcamaları artırılacak, vergiler düşürülecek ve kişilerin harcanabilir gelirleri artırılacaktır. Aynı zamanda kurumların vergi yükleri azaltılarak yatırım yapmaları sağlanacaktır.

Tüketimin artırılması, durumun düzeltilmesi konusunda en temel amaçtır. Bankacılık sistemine düşük maliyetli kredi vererek, tüketiciler harcamaya yönlendirilir. Kamu harcamaları artırılır ve özel sektör yatırımlarına teşvikler sunulur. İşçi ve çalışanlara yüksek ücret politikası uygulanır. Bu hamlelerle birlikte tüketim artırılır. Ama bu yapılırken, enflasyonun belli bir seviyeye kadar yükselmesi sağlanmalıdır.

Kısaca tüketicilere bir güven ortamı inşa edilerek, yeniden harcama yapmaları sağlanmaktadır. Bunun için gerekli olan tüm destekler verilmektedir. Ucuz kredi, artan ücretler ve özel sektör yatırımları, güven ortamının yeniden oluşmasını sağlamaktadır.

Deflasyonist Açık (Harcama Eksiği) Nedir?

Deflasyonist Açık (Harcama Eksiği) Nedir?Bir ekonomide milli gelir seviyesinin, tam istihdam seviyesinin gerisinde olduğu durumu ifade etmektedir. Bir ülkede emek faktörünün bir kısmının üretime katılmadığı durumda, ekonomisinde hasıla düzeyi potansiyel hasıla olan tam istihdam düzeyinin altında bir dengeye ulaşır. İşte bu duruma deflasyonist açık denir.

Deflasyonist açık şu grafik ile de tanımlanmaktadır:

Deflasyonist Açık Grafiği

  • Y1 – Yt = Milli Gelir Açığı
  • E2 – M = Deflasyonist Açık
  • Y1 – Yt miktarındaki milli gelir açığını giderebilmek için; D1 (E2 – M) kadar ilave yatırım yapılması gerekmektedir.

Ülkede istihdam seviyesinin tam seviyede olmaması ve kapasitenin tamamının kullanılmaması nedeniyle maksimum üretim ve gelir seviyesine ulaşılamaz. Bu nedenle deflasyonist açık oluşur ve buna kısaca harcama eksiği denir. Bu durumun hakim olduğu ekonomilerde, hem işsizlik oluşmaya başlar hem de kapasitenin düşük seviyede kullanılması nedeniyle ekonomi üzerinde olumsuz etkiler yaratır.

Harcama eksiği nedeniyle fiyatlar genel düzeyinde yükselme olmaz. Yani enflasyonu körükleyecek bir etki yaratılamaz. Bu deflasyonist açığın olumlu yanıdır. Buna karşın böyle bir ekonominin reel alanda dengeleye gelmiş olması, eksik istihdam denge seviyesini gösterir. Bu durum ise ekonominin durgunluk içinde olduğunu ve daralma dönemine girdiğine işaret etmeye başlar. Klasik iktisatçılar böyle bir ekonominin kendi dengesini bulacağını savunurken, Keynesyen teorisinde devlet müdahalesi gerekmektedir.

Ekonomide harcama eksiği sorununun giderilmesi için toplam talep artırılmalıdır. Yani yine genişletici para ve maliye politikaları kullanılmaktadır. Toplam talebin artırılmasıyla birlikte, üretim teşvik edilecektir. Dolayısıyla üretim artışı, kapasite kullanım oranını artıracak ve işsizlik azalmaya başlayacaktır.

Keynesyen modelinde ise faiz oranları sabit olduğu için para politikası harcama eksiğinin önlenmesinde kullanılmayacaktır. Aynı zamanda toplam talebi faiz yoluyla değiştirebileceği için para politikası sorunun giderilmesinde tercih edilmemektedir. Dolayısıyla maliye politikaları kullanılacaktır.

Üretim ve istihdam seviyesinin artırılması, harcama eksiğinin giderilmesinde gerekli olan politikalar olarak görülmektedir. Genişletici maliye politikalarının uygulanması ile toplam talep artırılacaktır. Aynı zamanda hükümet, kamu harcamalarına ek olarak transfer ödemelerini de artırabilir. Vergi oranlarında yapılacak bir düşüş ile yine talep yükseltilebilir.

Sponsorlu | 2023/4Ç Kar/Zarar %36.13/63.87%
Doviz Yatırımı
Sponsorlu | 2023/4Ç Kar/Zarar %36.13/63.87%
Doviz Yatırımı
AL SAT
Sponsorlu | 2023/4Ç Kar/Zarar %36.13/63.87%