Ülkemizde en çok tartışılan konulardan birisi, üretim yapıp ihracatımızı artırmamız gerektiğidir. Ekonomimizin ancak bu şekilde güçleneceği ve Türk lirasının değerleneceği söylenir.
Birer vatandaş olarak hepimiz bu cümleleri dile getirmişizdir. Peki, bunları söylerken aslında tam olarak ne denmek istendiğini biliyor muyuz? Nasıl olacak da böyle hareket ettiğimizde ekonomimiz güçlenecek?
Bu soruların cevapları için önce ihracatın ne demek olduğunu öğrenmeliyiz:
İhracat Nedir?
En kısa haliyle; bir malın yabancı ülkeye dövizle satılmasıdır. Bu eylem, ülkeye para akışı sağlayacaktır. Dolayısıyla en önemli yanı budur.
Örnek vermek gerekirse; Türkiye’de üretilen bir A malının ABD’ye dolar cinsinden satılmasıdır. Bu durumda Türkiye ihracat yaparken, ABD ithalat gerçekleştirmiş olur.
Bir ülkenin dışarıdan daha fazla mal alıp, dışarıya daha az mal satıyorsa ticaret açığı oluşur. Tersi durumda yani dışarıdan daha az mal alıp, dışarıya daha fazla mal satıyorsa da ticaret fazlası gerçekleşir.
Bu faaliyetleri ticaret dengesi olarak anıyoruz. Ayrıca bu dengedeki bozulma, ABD – Çin ticaret savaşının ana nedenini oluşturmaktadır.
Modern ekonomiler için bu durum son derece önemlidir. Çünkü insanlara ve şirketlere malları için daha fazla pazar sunan bir eylemdir.
Hükümetler için de diplomasinin ve dış politikanın temel işlevlerinden birisidir. Aynı zamanda ülkenin ekonomisi de bu şekilde gelişir.
Bunu anlamak için dünyadaki ihracat düzeylerini inceleyelim. Ticaret savaşı, koronavirüs gibi etkenleri yok saymak için 2017 verilerine bakalım.
2017 yılında en büyük ihracat ülkeleri; Çin, ABD, Almanya, Japonya ve Hollanda oldu. Bu ülke isimlerini duymak bile ekonomi için neden önemli olduğunu anlatmaya yetiyor. Çünkü dünyanın en güçlü ekonomilerine sahip birkaç ülkenin ismini vermiş olduk.
İngilizcesi export’tur. Türk Dil Kurumu (TDK) ise “Bir ülkenin ürettiği malları başka bir ülkeye veya ülkelere satması, dış satım.” tanımını uygun görmüştür.
İhracatın Ekonomiye Etkileri Nelerdir?
Sadece Türkiye değil, dünyanın bütün ülkeleri dışarıya mal satışını artırmak ister. Aynı şekilde şirketler de bu konuya önem verirler.
Bunun ana nedeni, rekabet avantajlarını artırmaktır. Bu arttıkça para akışı artacaktır. Ellerine geçen döviz miktarı yükselecektir. Aynı zamanda mal ve hizmetlerin üretiminde edindikleri uzmanlık da iyi yönde etkilenecektir.
İhracat demek, işlerin artması demektir. Bu daha fazla maaş getirecektir. Ayrıca bölgedeki insanların yaşam standartları yükselecektir. Mutlu olan insanlar ise ulusal liderlerini desteklemeye devam edecektir.
Bir diğer önemli etki ise merkez bankasında tutulan döviz rezervlerini artırmasıdır. Döviz rezervinin artması, yerel paranın güçlenmesini sağlar. Örneğin; TCMB’nin döviz rezervlerinin azalmasıyla TL’de büyük değer kayıpları görülmüştü.
Eğer bir ülkenin büyük rezervi varsa kendi parasının değerini yönetebilir. Piyasayı kendi parasıyla dolduracak güce sahip olur. Böylece diğer ülkelerdeki ihracatlarının maliyeti düşer.
Aynı zamanda likiditeyi yönetmek için de avantaj sağlar. Likiditenin yönetilmesiyle enflasyon kontrolü sağlanır. Enflasyon kontrolü için ülke kendi parasını satın almak için yabancı parayı kullanır. Böylece para arzı azaltılır ve yerel para değerli hale gelir.
İşte bu nedenle ülkemizde üretime geçip ihracatı yükseltmek gerektiği söylenir. Yukarıdaki olaylar örgüsü, dış ülkelere mal satışıyla ekonominin nasıl güçlenip, yerel parayı nasıl desteklediğini açıklamaktadır.
İhracatçı Kimdir?
Bir malı ihraç eden kişi veya işletmeler, bu unvanı almak için üzerine düşenleri yerine getirmelidir.
T.C. Ekonomi Bakanlığı’na bağlı İhracat Genel Müdürlüğü, bu unvana sahip olabilmeyi şöyle açıklamıştır;
İhraç faaliyetlerini gerçekleştiren kişi olabilmek için herhangi bir belgeye veya izin sertifikasına ihtiyaç duyulmaz. Ayrıca işlem yapabilmek için öncelikle kurumsal vergi numarası ve ihracatçı sıfatına sahip olmak gerekir.
İhracatın Faydaları
Bir ülkenin ekonomik büyümesi için oldukça önemli olan dışa satım, firmaların gelişimi için de iyi bir fırsattır. Çünkü rekabet gücünü artırır.
Şimdi, bu faaliyetin bir firma için gibi yararlar sağladığına değinelim;
Uluslararası ticaretin temel yapıtaşı olan bu faaliyet, dış ticaret dengesinin korunmasına katkı sağlar.
Makroekonomik dengeleri iyileştirir. Aynı zamanda istihdam, üretim ve karlılığı artırır. Dünya üzerindeki dev ekonomilerin dışa satım faaliyetlerinde en fazla aktif olanlar konumunda söyleyebiliriz.
Şirketler bu konuda daha hassas olmalı ve buna oldukça önem vermelidir. Hem şirketin gelişimi hem de ülke ekonomisine katkı sağlaması açısından bu önemlidir.
Başarılı bir ticari ilişki için, potansiyel riskler azaltılmalıdır. Bu da ancak pazar araştırması ile mümkün olur.
İhracat Nasıl Yapılır?
Bir ülkenin ihracatı nasıl yaptığı en çok merak edilen konulardan biridir. Size kısa ve anlaşılır biçimde yapım aşamalarını şöyle açıklayabiliriz;
- Öncelikle onay, izin ve kayıt gibi işlemler için ilgili birliklere müracaat etmek gerekir.
- Ardından gümrük beyannameleri ile gerekli olabilecek diğer belgeler hazırlanır.
- Tüm hazırlıkların ardından gümrük idaresine müracaat edilir.
- Engel görülmemişse fiili işlem gerçekleşir.
- Son olarak kredili işlemlerde zorunlu olan dövizlerin yurda getirilmesi işlemi yapılır.
Tüm bu faaliyetletlerde bulunmak için başlamadan önce iş planına ihtiyacınız olacaktır.
İşte, dışa satım yapmak için izlemeniz gereken adımlar;
- Firma kurmak
- Birliklere Üye Olmak
- Gümrük Müşavirliği tarafından yetkilendirilmek.
Türkiye sınırlı içinde resmi olarak kurulmuş bir firmaya sahip olmak gerekir. Anonim-limitet şirketler ya da şahıs şirketleri olabilir.
Ardından, TİM’e bağlı olup 13 Genel Sekreterlik alanında örgütlenmiş 61 birlikten birine üye olmak gerekir.
İşlemlerin gümrüklerdeki takibi için yetkilendirilmiş bir gümrük müşaviri ile anlaşma yapılabilir. Bu işi kolaylaştırır. Fakat gümrük müşavirine yetki verilmelidir.
Bu aşamaların ardından dışa satıma başlayabiliriz. Ya elimizde ürün vardır ya da ürün tavsiyelerine ihtiyaç duyarız.
İhracatta Hedef Pazar Seçimi
İş planlama aşamasında potansiyel ürünler, hedef pazar bilgileri ve satış taktiklerini bilmek dışa satım işlemleri yapabilmenin temel şartları olarak gösterilebilir.
Peki, hedef pazarı nasıl seçmeliyiz?
Eğer bir ülke hedef pazar seçilecekse sosyal, ekonomik ve politik yapıları araştırılmalıdır. Coğrafi konum da büyük önem taşır. Sektörün endüstriyel anlamda ne tür bir yapıya sahip olduğu bilinmelidir. Teknolojik gelişimi de dikkat edilmesi gereken bir diğer konudur.
İkinci aşama, hedef ürünün belirlenmesidir. İthalatçının talepleri veya tercihlerine göre hedef ürünler şekillenebilir.
Ardından “müşterilerin bulunması ve tanıtım” gelir. Bu noktada satıcı elindeki ürünleri etkili bir şekilde tanıtmak için profesyonel bir internet sitesi açabilir. Yurt dışı organizasyonlara katılması da iyi bir fikir olabilir.
Dördüncü aşama olarak dış pazara giriş gelir. İhracatçı doğrudan işlem yapabilir. Bunun yerine komisyoncular, acenteler veya dış ticaret şirketlerini de kullanabilir. Yasaklar, kontroller ve izinler mutlaka dikkate alınmalıdır.
Dağıtım kanalları ve faaliyetler de bu aşamada oldukça önem taşır. Ürün niteliklerinin değerli olabileceği ağlar tespit edilmelidir. Fiyatlar hem esnek hem de maliyetlerle uyumlu olmalıdır.
İhracat Türleri Nelerdir?
Söz konusu faaliyeti her ne kadar tek çeşitmiş gibi düşünsek de kendi içinde türlere ayrılır. Bunları 3 farklı grupta inceleyebiliriz;
- Yapılan işlemlere göre
- Gerçekleştirileceği ülkeye göre
- Konu olan ürüne göre
Gerçekleştirilen işleme göre ise türler aşağıdaki gibidir. Bunlar hakkında daha fazla bilgi için Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) resmi web sitesine göz atabilirsiniz.
- Özellik arz etmeyen
- Ön izne bağlı
- Kayda bağlı
- Konsinye
- Kredili
- İthal edilmiş malın ihracı
- Takas veya bağlı muamele yoluyla dış satım
- Ticari kiralama yoluyla dış satım
- Transit ticaret
- Bedelsiz ihracat
- Yurt dışı fuar ve sergilere katılım
- Serbest bölgelere yapılacak dış satım
Konu olan ürünlere göre ihracat çeşitlerini açıklamamız gerekirse;
Farklı ürün türlerinin ihtiyaca göre bir ülkeden başka bir ülkeye dışa satılması söz konusu olabilir.
Gerçekleştirileceği ülkeye göre türleri;
- Avrupa Birliği ülkelerine
- Serbest Ticaret Anlaşması’na (STA) göre dış satım
- Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GSP) kapsamında Türkiye’ye taviz tanıyan ülkelere dış satım
E-ihracat Nedir?
Özellikle son zamanlarda bu söylemi sıkça duyuyor olabilirsiniz. Bu kavramı en sade şekliyle şöyle açıklayabiliriz;
Mal veya hizmetin bir ülkeden yurt dışına internet üzerinden satılması anlamına gelir. Yani, yukarıda bahsettiğimiz dışa satım faaliyetinin internet aracılığı ile yapılanı olarak düşünebilirsiniz.
Mala alıcı bulma, ihraç edilecek malın sergilenmesi ve sipariş alma gibi kilit noktalar internet üzerinden yapılır.
Sözünü ettiğimiz bu işlem türü, normaline göre daha avantajlıdır. Çünkü, çok sayıda ülkeden milyonlarca müşteriye ulaşılabilir.
“Dünyanın bir diğer ucundaki insan, ayağıma ürün almaya gelmeyeceğine göre internet sitesinden onu sergilemem çok daha mantıklı.” şeklinde düşünen bir satıcı, haksız sayılmaz.
Dünyanın önde gelen sitelerinden Ebay, Amazon ve Etsy gibi platformlar bu işlemleri gerçekleştirebilmeniz için tasalanmıştır. Bunlara da sıcak bakmıyorsanız, kendiniz bir web sitesi kurarak dilediğiniz şekilde ürünün dışa satımını gerçekleştirebilirsiniz.
İhracat Destekleri
Devletin desteği, ticari işlemlerin hepsinde büyük önem taşır. Özellikle üretim, pazarlama ve markalaşma gibi aşamalarda devlet ihracatçının yanında olur. Sağlanan desteklerle işlem daha kolay bir hale gelir.
Peki, bu destekler nelerdir? Onlara şöyle bir göz atalım;
- Yurt dışı fuar desteği
- Tasarım desteği
- Yurt dışı birim marka tanıtım desteği
- Pazara giriş belgeleri desteği
- Yurt içi fuar desteği
Söz konusu destekler şekil, hukuk ve süreç açısından dikkatli bir şekilde incelenir ve takip edilirse faydalı olur. Belirlenen hedeflere ulaşmak, ülke ve dünya ekonomisi açısından son derece önemlidir.