Borsa Nasıl Oynanır, Nasıl Para Kazanılır?
  1. AnaSayfa
  2. Para Dünyası

Parasal Genişleme Nedir? Nasıl Çalışır?

Genellikle Amerikan Merkez Bankası’yla bağdaştırdığımız parasal genişleme konusunda bilmeniz gerekenleri bu yazıda bulabilirsiniz.

Parasal Genişleme Nedir? Nasıl Çalışır?Fiyat istikrarını sağlamakla yükümlü olan merkez bankaları, para politikası araçlarını kontrol ederek bu işi yapar. Ekonomiyle ilgili olmayan kişilerin bile kulak kabartacağı açıklamalar yaparak attığı adımları duyurur.

Merkez bankalarının yaptığı açıklamalar arasında parasal genişleme veya gevşeme ifadesini duymuşsunuzdur. Özellikle FED veya Avrupa Merkez Bankası’nın bu yönde adım attığını görebilirsiniz. Peki, bu ne demektir?

Şimdi bu operasyonla ilgili ayrıntıları öğrenelim:

Parasal Genişleme Nedir?

Parasal Genişleme Nedir?En basit haliyle; likidite ile enflasyonu artıran, işletmeleri borçlanmaya ve tüketicileri harcamaya teşvik eden piyasa operasyonudur. Bu operasyon, ülke ekonomisini hareketlendirmeyi sağlar.

Farklı isimlerle anıldığını da duyarız. Parasal gevşeme, niceliksel gevşeme, kantitatif genişleme ve quantitative easing (QE) bunların başında gelir.

Daha geniş tanıma göre; bir merkez bankasının para arzını artırmak, borç verme ve yatırımı teşvik etmek için açık piyasadan daha uzun vadeli menkul kıymetler satın aldığı politika biçimidir.

Menkul kıymetlerin satın alınması, ekonomiye nakit ekler. Aynı zamanda sabit getirili menkul kıymetler teklif eder ve faiz oranlarının düşürülmesini sağlar. Merkez bankasının bilançosunu da genişletir.

Peki, neden faiz indirmek yerine bu işlem tercih edilir? Çünkü kısa vadeli faiz oranları sıfır veya sıfıra yakınsa normal açık piyasa işlemleri etkinliğini kaybeder.

Bu durumda merkez bankası satın alınacak belli miktarda varlığı hedefler. Bankalara daha fazla likidite sağlamak için yeni oluşturulan rezervlerle varlık satın alınır ve para arzı artırılır.

Para politikası hakkında bilgiler verdiğimiz yazıda, genişletici politika başlığında bu operasyona kısaca yer vermiştik. Orada, deflasyonist eğilimlerin hakim olduğu ve büyümenin düşme eğilimi gösterdiği ekonomilerde uygulandığına değinmiştik.

Kısaca QE olarak andığımız bu operasyon, 2008 küresel krizi sonrasında gelişmiş ekonomilerde yürürlüğe giren bir politikadır. FED başta olmak üzere İngiltere, Japonya ve Avrupa merkez bankalarınca uygulanmıştır.

Parasal Genişleme Nasıl Çalışır?

Parasal Genişleme Nasıl Çalışır?Merkez bankası tarafından kontrol edilen politika, ekonomiyi canlandırmak için faizleri düşürmeyi temel alır. Bu kapsamda borçlanmayı artırır ve bireyleri daha çok harcama yapmaya iter.

Faizleri düşürme konusunda asıl problem ise sıfır ve sıfıra yakın oranlardır. ABD, İngiltere ve Japonya gibi ülkeler bu kapsama girer. Hatta bu ülkelerde, enflasyon oranı nominal faizden çıkarılırsa negatif oranlar ortaya çıkar.

Bu ülkelerde faizleri daha da indirmek muhtemel değildir. Dolayısıyla merkez bankası diğer seçenekleri değerlendirir. Bu seçeneklerin başında sisteme nakit enjekte etmek gelir. Yani QE veya finansal serbestliktir.

QE seçeneğinin mantığı, merkez bankasının piyasadan finansal varlık satın almasıdır. Bu varlıklar genellikle kamu ve özel sektör tahvilleridir.

İlk olarak merkez bankası nakit rezervlerini ne kadar artıracağını açıklar. Sonrasında farklı kurumlardan söz edilen varlıkları satın alabilir ve böylece nakit rezervlerini artırır.

Kurumlar varlıkları merkez bankasına satar ve bilançolarında nakit tutarlar. Sonuçta da bu nakitleri bireylere ve kurumlara kredi olarak verebilir veya yatırım yapabilirler.

Merkez bankasının adımı ile zincirleme bir şekilde gerçekleşen olaylar sonucunda ekonominin canlanması beklenir. Bu sırada para arzı öncesine göre daha fazladır.

Ek olarak merkez bankasının tahvil alımı yapmasıyla arzı azalır ve fiyatları yükselir. Tahvil geliri ise azalır. Bu nedenle reel sektörün borçlanma maliyetlerini azaltmak suretiyle sektöre katkı sağlanır.

Ekonomi kurtarıldıktan sonra merkez bankası aldığı tahvilleri geri satar. Bu, piyasaya enjekte ettiği likiditeyi geri çekmesi demektir.

Parasal Genişleme Kullanımı Nasıl Başlamıştır?

Parasal Genişleme Kullanımı Nasıl Başlamıştır?QE, geleneksel merkez bankacılık uygulamalarının bir operasyonudur. Bazı akademisyenler ilk kez 1990’ların sonunda Japonya Merkez Bankası tarafından kullanıldığını kabul etmektedir. Ancak bu konuda bazı tartışmalar da bulunur.

Ülkeler, ekonomilerindeki durgunluğun engellenmesi konusunda bazı başarısızlıklar yaşamıştır. Bu koşullara QE ile çözüm bulunmuştur.

Merkez bankalarının başlıca görevlerinden biri enflasyon hedeflemesidir. Bu kapsamda faiz oranlarında ayarlama yaparlar. Eğer faizleri düşürmek muhtemel değilse QE operasyonuna başvurulur.

2008 finansal krizinin bitmesinden kısa bir süre sonra IMF bir not yayımlamıştır. Bu notta, operasyonun geleneksel olmayan para politikası olduğunu anlatmıştır.

Notta; FED, AMB, BOJ, BOE ve Kanada Merkez Bankası’ndan bahsedilmiştir. Bu kurumların her biri kendilerine uygun bir strateji uygulamıştır. Ama temelde genel piyasa likiditesinin artırılması yer almıştır.

IMF, merkez bankalarının girişimlerinin başarılı olduğunu belirtmişti. Artan likiditenin, uzun vadeli bir ekonomik krizin ve finansal sistemlerdeki çöküşün engellenmesini sağladığı ifade edilmiştir.

QE şu anda birkaç merkez bankası tarafından kullanılmaktadır. En son 12 Mart 2020’de FED, ABD finansal sistemine likidite sağlamak için acil bir önlem olarak 1,5 trilyon dolara yakın varlık alımı uygulama planını açıkladı.

Bu karar, COVID-19 virüsünün hızla yayılması ve bunu izleyen ekonomik kapanışın getirdiği muazzam ekonomik ve piyasa kargaşası sonucu olarak alınmıştır.

Parasal Genişlemenin Avantajları

Parasal Genişlemenin AvantajlarıIMF’nin hazırladığı rapordan da anlaşılacağı üzere, geleneksel olmayan para politikası olması, modern ekonomi biçimlerine fayda sağlamaktadır. Bu faydaları şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Daha çok borç verme
  • Daha çok borçlanma
  • Daha çok harcama
  • İş büyümesi

Bu 4 fayda, ekonomik faaliyetin canlanmasını sağlamaktadır.

Merkez bankasının yaptığı varlık alımları ile fonlarda artış görülür. Bu şekilde bankalar daha çok kredi verme konusunda desteklenmiş olunur.

Tüketici ve işletme bazında faiz oranlarının düşmüş olması daha çok borçlanmayı sağlar. Tüketiciler, hem borç alma hem de borç verme ile daha çok nakit yaratır. Bu ise harcamaların artmasını sağlar.

Daha düşük faiz oranlarıyla birlikte tasarruf hesapları cazibesini kaybeder ve faiz getirisi dışında değerlendirilir.

İşletmeler ise kredi ve tüketici harcamalarındaki artış sayesinde daha çok anaparaya sahip olur. Bunun sonucunda daha çok istihdam yaratma ve genişleme konusunda desteklenirler.

Birçok iktisatçı FED’in QE programının 2008 mali krizinden sonra ABD ekonomisini kurtarmaya yardımcı olduğuna inanıyor. Bununla birlikte sonraki iyileşmedeki rolünün büyüklüğünü ölçmek imkansızdır.

Diğer merkez bankaları da ülkelerinde durgunluk ve deflasyon ile mücadele aracı olarak bunu uygulamaya çalışmıştır.

Parasal Genişlemenin Dezavantajları

Parasal Genişlemenin DezavantajlarıBazı uzmanlara göre; QE sorunlara geçici bir çözüm olur. Ancak üstü bir süreliğine kapatılan sorunlar yeniden ortaya çıkabilir. Bu konuda endişeler olduğunu da es geçmemek gerekir.

Bu operasyonunun dezavantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Hiperenflasyon
  • Zorunlu borç verme olmaması
  • Daha fazla borç
  • Diğer yatırım araçlarında istikrarsızlık

QE ile artırılan para arzı, doğal olarak enflasyon yaratır. Dolaşımdaki nakdin artmasına karşın ürün arzında bir yükselme olmaması rekabeti artırır.

Bu olayın sonucunda yüksek talep, daha yüksek fiyatlara neden olur. Eğer operasyon düzgün bir şekilde kontrol edilemezse enflasyon oranları hızla yükselerek hiperenflasyona neden olur.

Varlık alımı sırasında ticari bankalar daha fazla kredi verebilmek için merkez bankalarından aldıkları nakdi kullanmalıdır. Ancak bu konuda bir zorunluluk yoktur ve yaptırım uygulanmamaktadır.

Örneğin; FED, 2008 yılı para arzını 4 trilyon dolar artırarak bir varlık alım programı başlatmıştır. Tahvil, ipotek ve diğer varlıkları satın alan FED’in bilançosunun aktif tarafını artırma etkisine sahip olmuştur.

Bu süreçte FED’in bankalardaki borçları da aynı miktarda büyümüştür. Çünkü bankaların genel ekonomik büyümeyi teşvik etmek için bu rezervleri ödünç vermeleri ve yatırım yapmaları amaçlanmıştır.

Ancak bankalar bu paranın çoğunu fazla rezerv olarak tutmuştur. 2,7 trilyon dolarlık fazla rezerv, FED’in varlık alım programının beklenmedik bir sonucu olmuştur.

Bunlar dışında iyileşen borçlanma koşulları, işletme ve tüketicileri satın alma güçlerinin üzerinde borç almaya yönlendirir. Bu durum ise olumsuzluklara neden olabilir.

Son olarak bono piyasaları, QE politikaları uygulamalarının sonrasında sıklıkla istikrarsız bir hale gelmiştir. Ani değişiklikler yaşayan piyasa negatif tepki verecektir.

Sponsorlu | 2023/4Ç Kar/Zarar %36.13/63.87%
Doviz Yatırımı
Sponsorlu | 2023/4Ç Kar/Zarar %36.13/63.87%
Doviz Yatırımı
AL SAT
Sponsorlu | 2023/4Ç Kar/Zarar %36.13/63.87%