Bir ülke için en önemli ekonomik gösterge olarak kabul edilen GSYİH, ne kadar büyüdüğü hakkında bilgi vermektedir. Farklı hesaplama yöntemleriyle ulaşılan bu değer, ekonominin sağlığı ile ilgili bilgi vermektedir. Dolayısıyla bir ülkenin ekonomisini yorumlarken, bakılan ilk göstergedir.
Uzun haliyle Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla, ülkedeki ekonomik faaliyetler için önemli bir ölçümdür. Büyüme ve daralma durumlarını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu yönüyle de herkesin ne anlama geldiğini bilmesi, ülkenin ne durumda olduğu konusunda bilgi sahibi olmaları adına önemlidir.
Şimdi herkesin anlayacağı bir şekilde GSYİH nedir, başına nominal ve reel kelimeleri geldiğinde ne ifade eder öğrenelim:
Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla – GSYİH Nedir?
Bir ekonomide, belli bir dönemde, yurt içinde üretilen bütün nihai mal ve hizmetlerin toplam değerine gayri safi yurt içi hâsıla denir. Kısaca GSYİH olarak andığımız bu gösterge, genel olarak üçer aylık yani çeyrek dönemlik ve yıllık olarak hesaplanır.
GSYİH ne demek anlamak için önce kelimelerin anlamını bilmek gerekiyor. Gayri safi, maliyeti düşürülmeden önce ve brüt anlamına gelmektedir. Yurt içi ibaresi ise ülke sınırlarını kapsamaktadır. Hâsıla dediğimiz şey de bir işten elde edilen sonuç ve üründür. Bu tanımları bir araya getirerek, bir ülkenin sınırları içinde üretilen ürünlerin brüt değeri ibaresini oluşturabiliriz.
Bu bilgiler ışığında detaylı bir GSYİH tanımı yapacak olursak; belirli bir dönemde ülke sınırları içinde yerli ve yabancılar tarafından üretilmiş, bütün nihai mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değeridir.
Detaylı tanım bize şu bilgileri verir; bir malın GSYİH hesabına katılması için ülke sınırları içinde üretilmesi gerekir. İster yerli halk ister yabancı bir şirket üretmiş olsun; ülke sınırları içinde üretildiği için GSYİH hesabına katılmaktadır.
Tanımın verdiği bir diğer bilgi ise şudur; son mal ve hizmetlerin hesaplanmasıdır. Bir malın üretim sürecindeki ara mallar ve maliyetler, hesaba katılmamaktadır.
Peki, GSYİH hesabında nelere yer verilir, nelere yer verilmez?
GSYİH Hesabında Neler Yer Alır?
GSYİH hesaplaması yapılırken;
- Ülke sınırları içinde üretilen bütün nihai mal ve hizmetler hesaba katılır.
- Ülke sınırlarında üretim yapan yabancı bir şirketin ürettiği mal ve hizmetler hesaba katılır.
- Hesaplandığı dönemde üretilmiş ve piyasada yerini almış bütün nihai mal ve hizmet hesaba katılır.
- Ülke içindeki hanehalkı harcamaları yani tüketim hesaba katılır.
- Ülke içi yatırımlar ve devlet harcamaları hesaba katılır.
- Yasalarla yasaklanmış olan hizmet ve ürünler hesaba katılır. Örneğin; uyuşturucu üretimi.
GSYİH Hesabında Neler Yer Almaz?
GSYİH hesaplaması yapılırken dikkate alınmayan bazı unsurlar da bulunmaktadır. Bunlar;
- Ülkenin vatandaşı olmasına karşın ülke sınırları içinde üretilmemiş ürünler hesaba katılmaz.
- Piyasa ekonomisine aktarılmayan dikiş, mutfak işi, tamir, ev temizliği gibi hizmetler hesaba katılmaz.
- Boş zaman aktiviteleri hesaba katılmaz.
- Gönüllü olarak verilen hizmetler hesaba katılmaz.
GSYİH Hesabına Yasadışı ve Kayıt Dışı Ekonomi Katılır mı?
Oldukça şaşırtıcı olmasına karşın, hesaplamalara yasadışı ve kayıt dışı ekonomi ürün ile hizmetleri de dahil edilmektedir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan “Üretim ve Harcama Yöntemi ile Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla Tahminleri, Kavram, Yönetim ve Kaynaklar” isimli açıklama kitapçığında kayıt dışı ekonominin de hesaplamalara dahil edildiği belirtilmiştir.
Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde, kayıt dışı ekonomi de içerecek şekilde düzenleme yapılmıştır. Bu kapsamda; yasadışı üretim, yeraltı ekonomisi, informal sektör ve hanehalkının kendi nihai kullanımı için üretimi hesaplamaya dahil edilmiştir.
Uyuşturucu üretimi, fuhuş, kumar gibi kara, saklı ve gölge ekonomi ile hizmetleri GSYİH hesabına dahildir.
GSYİH Nasıl Hesaplanır?
GYSİH hesaplamasına dahil olan ve olmayan mal ile hizmetleri listeledikten sonra yöntemi anlatmaya başlayabiliriz. GSYİH hesaplaması 3 farklı yöntemle yapılmaktadır. Bunlar; harcama, üretim ve gelir yöntemleridir. Bu yöntemleri kısaca ele alalım:
Harcama Yöntemiyle GSYİH Hesaplama
Bu yöntemde; ülke ekonomisi için bir yılda nihai mal ve hizmetlere yapılan bütün harcamaların toplamı ile GSYİH verisine ulaşılmaktadır.
Yöntemin genel mantığı; bir ekonomide üretilen tüm malların satın alındığı prensibi üzerine hesaplama yapılmasıdır. Bu şekilde üretilen malların toplamı ile harcamalar toplamı birbirine eşit olmaktadır.
Harcama yöntemiyle GSYİH hesaplamanın formülü:
Tüketim harcamaları; hanehalkı ve bireylerin yaptıkları tüm harcamalardır. Yani ev, otomobil, beyaz eşya gibi dayanıklı mallar; yiyecek, içecek ve temizlik ürünleri gibi dayanıksız mallar; eğitim, sağlık gibi hizmet harcamaları bu kategoride sayılmaktadır.
Yatırım harcamaları; özel kesim yani şirketlerin yaptığı makine, teçhizat gibi sabit sermaye ve stok yatırımları ile hanehalkının yaptığı yeni konut alım harcamaları bulunmaktadır.
Kamu harcamaları; hükümet tarafından yapılan mal ve hizmet harcamaları bu grupta yer alır. Örneğin; personel ödemeleri, sağlık, eğitim ve askeri harcamalar. Bunlar dışında faiz, destek ve sosyal yardım ödemeleri gibi transfer harcamaları da hesaplamaya dahil edilmektedir.
Net ihracattan kasıt ise ihracat ile ithalat arasındaki farktır. Eğer ithalat büyük ise dış ticaret açığı oluşurken, ihracat büyük ise dış ticaret fazlası var demektir.
Üretim Yöntemiyle GSYİH Hesaplama
Akla ilk gelen yöntemlerden olan üretim, katma değer adıyla da anılmaktadır. Bu yöntem, ülkedeki toplam üretime işaret etmektedir.
Ekonomideki bütün sektörler tarafından üretilen nihai mal ve hizmetlerin piyasa fiyatı üzerinden değerlerinin toplamı GSYİH verisine eşittir. Örneğin; tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde üretilen bütün mal ile hizmetler.
Bu bilgiler ışığında üretim yöntemiyle GSYİH hesaplamasında üretilen her malın piyasası fiyatı (P) ile her bir üretilen mal ve hizmetin adedi (Q) çarpımları toplanır. Yani;
Bu formülle firmaların üretim aşamasında oluşturduğu katma değerlerinin toplamı da ifade edilmiş olunur. Katma değer; bir firmanın net çıktısıdır.
Katma değer ise firma satışlarından üretim boyunca ödediği mal ve hizmet alımlarının düşülmesiyle hesaplanmaktadır. GSYİH hesaplamasında katma değerin dikkat alınma nedeni ise çift sayımları engellemek ve hesaplamayı yalnızca nihai mallar üzerinden yapmaktır.
Yazının başında ara malların GSYİH hesabına katılmadığını söylemiştik. Katma değer sayesinde ara malların etkisi ortadan kalkmaktadır.
Örneğin;
- Bir pamuk üreticisinin pamuğu 50 liraya bir iplik fabrikasına sattığını düşünün. Burada üretim değeri, 50 liradır.
- İplik fabrikasının ise 50 liraya aldığı pamuğu ipliğe çevirmesi ile 100 liraya bir tekstil fabrikasına sattığını düşünün. Burada 50 lira, katma değer olarak karşımıza çıkar.
- Tekstil fabrikasının ise ipliği kullanarak gömlek yaptığını ve 200 liraya sattığını düşünün. Burada 100 lira katma değerdir.
- Böyle bir durumda GSYİH hesaplamasına tüm aşamalardaki satışın toplamı olan 350 lira yerine, her aşamadaki katma değerlerin toplamı olan 200 lira dahil edilir. Aynı zamanda dikkat edileceği üzere katma değer toplamları, nihai ürünün fiyatına eşittir.
Gelir Yöntemiyle GSYİH Hesaplama
Bir ülkede üretim faktörlerinin elde ettiği gelirlerin toplamı, milli gelir büyüklüğünü vermektedir. Bu ifade genelde GSYİH yerine kullanılmasına rağmen, aslında ekonomide ikisinin hesaplaması farklıdır.
Gelir yöntemiyle hesaplamada; ücret (w), faiz (i), rant (r), kar (p) ve diğer şeklinde tüm gelir unsurları toplanmaktadır. Formülize edecek olursak;
Buna ek olarak;
İki formül aynı şeyi ifade ederken, en çok tercih edilen yöntemler harcama ve üretimdir. TÜİK tarafından açıklanan GSYİH verisinde; cari fiyatlarla (yani güncel piyasa fiyatları) veya sabit fiyatlarla (yani enflasyon etkisinden arındırılmış şekilde) üç yöntem kullanılarak sonuçlar paylaşılmaktadır.
Bir ülkede gelir, harcama ve üretim birbirine eşit ise GSYİH hesaplamasında üç yöntemde de aynı sonuçlar elde edilir.
GSYİH Hesaplamasında Öncü ve Takip Eden Makroekonomik Göstergeler
Hesaplamaya konu olan gelir ve giderleri oluşturan makroekonomik veriler bulunmaktadır. Örneğin; imalat sektörü PMI, konut başlangıçları, işsizlik oranı, perakende satışlar.
Bu makroekonomik verilerin hesaplaması aylık bazda yapılmaktadır. Ekonominin yakın gelecekte ne olacağı hakkında bilgi veren bu veriler, öncü ve takip eden makroekonomik göstergeler olarak tanımlanır.
Göstergeler, GSYİH verileri açıklanmadan önce ekonomi hakkında bilgi verirler. Tüketici talebi, imalat sanayi üretimi, perakende satışlar ve istihdam gibi verilerde görülen gerileme, birbirini tetikleyerek, uzun süreli ve derin bir resesyona neden olabilir.
Örneğin; Türkiye ekonomisinin 2018 yılı GSYİH verileri öncesinde resesyon, stagflasyon ve slumpflasyon beklentileri oluşmuştur. Bu beklentiler, sanayi üretimi, perakende satışlar, enflasyon gibi verileri yorumlanarak ortaya atılmıştı. GSYİH verisi açıklandığında ise beklentiler gerçekçiliğini göstermiş oldu.
GSYİH’te Öncü Makroekonomik Göstergeler
Öncü göstergelerin başında imalat sektörü satınalma müdürleri endeksi (imalat PMI) gelir. Eğer imalat sektöründe dayanıklı tüketim malları siparişleri geriliyorsa izleyen dönemlerde, fabrikaların üretiminin ve istihdam düzeyinin düşeceği anlaşılır. Bu durum ise azalan toplam talep ve satışlara paralel olarak diğer sektörlerde de istihdamın düşmesine neden olur.
Bir diğer veri ise getirisi eğrisidir. 2 ve 10 yıllık hazine tahvili getirileri arasındaki ilişkiyi gösterir. Eğer 2 yıllık tahvil getirisi, 10 yıllığa yaklaşır veya geçerse ekonominin resesyona gireceğine dair güçlü sinyaller olduğu kabul edilir.
Konut başlangıçları da öncü makroekonomik göstergelerdendir. Konut sektörü, bir ülkede bankacılıktan imalat sektörüne kadar birçok sektörde domino etkisi yaratır. İstihdam oranlarını doğrudan etkileyen verideki azalma, ekonomik faaliyetlerde ileriye dönük genel bir yavaşlama olacağını gösterir.
GSYİH’te Takip Eden Makroekonomik Göstergeler
İşsizlik oranlarının ekonominin genelini etkileyecek duruma gelmesi, tüketici harcamalarında gerileme yaşanacağına işaret eder.
Enflasyon oranları ise takip eden makroekonomik göstergeler arasında en dikkate alınanlardandır. Eğer tüketici fiyatlarındaki hızlı artış ve gelirin, fiyat artışlarının gerisinde kalması ile satın alma gücünün düştüğüne ve tüketim harcamalarının giderek gerileyeceğine işaret eder.
Perakende satışlar verisi ise tüketici talebini ortaya koyarken; talepteki gerileme, tüketim harcamalarının ve ekonomik faaliyetlerin yavaşlayacağına işaret eder. Bu ise ekonominin küçülmeye devam edeceğini gösterir.
Devalüasyon konusu da önemsenen makroekonomik göstergelerdendir. Yerel para biriminin değer kaybetmesi veya devalüe edilmesi ile enflasyonda körükleyici bir etki oluşur. Aynı zamanda satın alma gücü düşerek, iç talep daralır. Bu şekilde de GSYİH’de düşüş beklenir.
Nominal GSYİH Ne Demek?
GSYİH hesaplamasında iki ana değişkenden söz edilmektedir. Bunlar; cari ve sabit fiyatlardır. Cari fiyatlar, hesaplama dönemindeki nihai mal ve hizmet fiyatları yani piyasa fiyatlarıdır.
Cari fiyatlarla yapılan hesaplama, nominal GSYİH olarak tanımlanır. Yukarıda üretim yöntemiyle GSYİH tablosuna baktığınız zaman cari fiyatlarla hesaplama yapıldığını görürsünüz. Değer, hem TL hem de dolar cinsinden hesaplanmıştır.
Nominal GSYİH karşılaştırmaları çeşitli yorum hatalarına neden olabilir. Mesela bir ekonomide üretim azalırken, fiyatlar artmış olabilir. Bu nedenle de GSYİH artış gösterebilir ve gerçek bir ekonomik büyümeden bahsedilemez. Bu durumda da reel GSYİH hesaplamasına ihtiyaç duyulur.
Reel GSYİH Ne Demek?
Cari fiyatlarla hesaplanan nominal GSYİH yorumlamasında yapılması muhtemel hataları önlemek için reel GSYİH hesaplamasına ihtiyaç duyulmuştur.
Reel GSYİH, sabit fiyatlarla hesaplanan milli gelir demektir. Sabit fiyat ise seçilen baz yılda oluşan mal ve hizmet fiyatları anlamına gelmektedir. Bu yöntemde, hangi yılın baz alındığı belirtilerek yorumlama yapılır. TÜİK hangi yılı baz alındığını belirterek verileri açıklamaktadır.
Reel büyüme, fiyat artışlarını sabitleyerek mal ve hizmet miktarındaki artışa odaklanmaktadır. Ekonomistler, daha sağlıklı olduğu ve uluslararası karşılaştırmalar için reel büyüme verisini dikkate almaktadır.
Kişi Başına GSYİH Ne Demek?
Ülkede yaşayan insanların ortalama refah seviyesini ifade etmektedir. Kişi başı milli gelir olarak da anılan bu kavram, sadece bir ortalama düzeye işaret etmektedir ve bireylerin ulusal gelirden aldığı gerçek geliri göstermemektedir.
Kişi başına düşen milli gelir, bir ülkenin mevcut gelir değerinin o ülkenin nüfusuna bölünmesi ile hesaplanmış olunur. Ama ülkedeki bireylerin ortalama refah düzeylerini, bu şekilde ölçmek tam anlamıyla doğru değildir.
Genellikle Amerikan doları cinsinden ifade edilen kişi başına milli gelir, gerçek geliri göstermediği için potansiyel ifadesi ile ele alınmaktadır. Bu şekilde ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ortaya konabilmektedir.
Örneğin; dünya ortalaması düzeyinin altında kişi başına milli gelire sahip ülkeler, az gelişmiş; üstünde ise gelişmiş olarak kabul edilmektedir.
GSYİH Neden Ekonomik Büyümeyi Verir?
GSYİH verisi ile ülke sınırları içinde belli bir zaman diliminde üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin para cinsinden değerini göstermesi nedeniyle ekonomi hakkında bilgi vermektedir. Bu kapsamda da GSYİH, ülke sınırları içindeki ekonomik faaliyetin bir ölçüdür.
Ekonomik büyüme kavramı, genel olarak ekonomik gelişme veya ulusal refah artışı ile eş anlamlıdır. Bu açıdan bakıldığında da GSYİH, hem büyüme hem de ekonomik kalkınma düzeyini ölçmektedir. Yine de ulusal refahı tam bir ölçütü olmadığını bilmelisiniz.
GSYİH verisinin bir önceki çeyreklik döneme göre azalması, ekonominin büyüme hızının düştüğüne veya daraldığına işaret edebilir. Elbette bu noktada nominal ve reel büyüme verilerini incelemek gerektiğini unutmamalısınız.
GSYİH Deflatörü Nedir?
Yurt içinde üretilen tüm mal ve hizmetlerin dikkate alınacağı enflasyon ölçüm yöntemi olarak bilinmektedir. Yani ekonomide ölçülen malların ve hizmetlerin hepsine göre enflasyon ölçümü yapılmaktadır.
Bugünün fiyatları ile hesaplanmış bir iktisadi büyüklüğü baz alınan sabit fiyat yılına göre hesaplamak için kullanılmaktadır. Aynı zamanda nominal GSYİH’i, reel GSYİH’e çeviren katsayıdır. Bir başka deyişle enflasyondan arındıran katsayıdır.
Formülü şu şekildedir:
100 rakamı, baz alınan yılın endeks değeri olarak bilinirken, güncel fiyat düzeyi bu endeks göre hesaplanır. Mesela GSYİH deflatörü, 125 ile fiyatların baz alındığı yıla göre %25 artış yaşanmış demektir.
Deflatör ile yapılan enflasyon hesaplaması, TÜFE’de oluğu gibi sabit bir sepetten bahsedilemez. Çünkü ekonomide üretilen tüm mal ve hizmetlerin hesaplanması söz konusudur.
GSYİH Açığı Nedir?
Bu konuda bahsedilen üç kavram bulunmaktadır. Bunlar; potansiyel ve fiili GSYİH ile doğal işsizliktir.
Potansiyel yani doğal GSYİH, bir ekonominin tam istihdam düzeyindeki GSYİH oranını ifade etmektedir. Fiili yani reel GSYİH, bir ekonominin gerçekte gerçekleştirdiği veriyi vermektedir.
Doğal işsizlik kavramı ise bir ekonominin tam istihdam düzeyinde ortaya çıkan idare dışı (friksiyonel) ve yapısal işsizlik toplamına eşit olan işsizlik oranıdır.
GSYİH açığı, potansiyel çıktıdan yani tam istihdam çıktısından, cari çıktının çıkarılmasıyla bulunur.
GSYİH Piyasaları Nasıl Etkiler?
GSYİH değişimleri, ülke ekonomisinin büyüdüğünü veya daraldığını açık bir şekilde göstermektedir. Dolayısıyla bu durumun piyasalar üzerinde de etkili olduğu bilinmektedir.
Eğer açıklanan veriler, beklentiler doğrultusunda veya üstünde geldiyse;
- Ekonominin büyümesinin ivme kazandığı anlaşılır. Bu durumda, ülkenin para biriminin değer kazanması beklenir. Buna bağlı olarak da paritelerde değişimler gözlenecektir.
- Örneğin; ABD GSYİH verisi beklentilerin üzerinde geldiği zaman, dolar yükselecektir ve EUR/USD, GBP/USD paritelerinde düşüş meydana gelecektir. Aynı şekilde dolar ile ters ilişkisi olan altın ve gümüşte de düşüş yaşanabilir.
Eğer açıklanan veriler, beklentilerin altında geldiyse;
- Ekonominin büyümesinin hız kaybettiği veya daraldığı anlaşılır. Bu durumda, ülkenin para birimi değer kaybedecektir. Ülkede kötümser düşünceler artacak ve yatırımcılar riskli durumlardan kaçınacaktır.
- Ülke para birimine bağlı paritelerde baz veya karşıt konumuna göre yükseliş ya da düşüş gözlenebilir. Amerika için yorumlarsak, dolar gerileyeceği için EUR/USD paritesi yükselecekken, USD/JPY paritesi düşecektir.
Yatırımcıların dikkat etmesi gereken konu, veri açıklanma saati yaklaştığı zaman oynaklığın artacak olmasıdır. Çünkü yatırımcılar, beklentilere ve veri sonrası algıya göre pozisyon alacaklardır. Eğer durumu iyi analiz edecek durumda değilseniz, bir miktar beklemenizi tavsiye ederiz.